Uyuşturucu onlar için şiddet ve yoksulluk demek
İstanbul’da uyuşturucu kullanımının en büyük sorunların başında geldiği yoksul bir mahallesindeki bir binada kadınları ziyaret ettik.

Uyuşturucu kullanımı her geçen gün yaygınlaşırken; uyuşturucu kullanım yaşı da 10’lu yaşlara kadar geriledi. Uyuşturucuya ilişkin her gün “Bir genç daha intihar etti”, “Uyuşturucu kullandığı için eşine ve çocuklarına zarar verdi” başlıklı yeni haberlerle karşılaşıyoruz.

Uyuşturucu kullanımının yoksul semtlerde daha yaygın bir sorun olduğu daha önce hazırlanan pek çok raporda yer almıştı. Yine raporlarda yer alan analizler ve veriler bunun bir rastlantı olmadığını gösteriyor. Hem mahalle aralarında uyuşturucu satanlar hem de zehirledikleri gençler büyük oranda işçi-emekçi çocukları.

Uyuşturucunun en can yakan sorunlardan biri olduğu İstanbul’un yoksul mahallelerinden birindeyiz. Mahallenin ismine görüştüğümüz kişilerin güvenlik kaygıları nedeniyle haberimizde yer veremiyoruz. Yardıma ve dayanışmaya ihtiyaç duyan bir kadını ziyaret ediyoruz. Bir binanın giriş katında güneş görmediği için ısıtılmakta güçlük çekilen bir evde çocuklarıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Çay ikram ederken kendisiyle aynı sorunları yaşayan kadınları çağırmak istiyor. Önce genel gündelik sorunlardan, hayat pahalılığından, geçim derdinden laf açılıyor.

TEKİL DEĞİL YAYGIN BİR SORUN

Ardından anlatılan sorunlar hâlâ genel olmakla birlikte özelleşmeye başlıyor. “Çok küçüktüm babam beni bu adama verdiğinde. Ben onu kardeşim gibi görüyordum. Evlendiğimde kocama karşı hiçbir şey hissetmiyordum” diyen Nuran, “Yıllar içerisinde psikolojim bozuldu. Hem uyuşturucu kullanıyordu hem de bana şiddet uyguluyordu. Genelde evde çocukların gözünün önünde kullanıyordu. Bir şey yapmasın diye kendimi ve çocukları odaya kapatıyordum” diye anlatıyor uyuşturucu nedeniyle yaşadığı sorunları. Eşinin ve ailesinin “Kadın çalışmaz, kadının kazancı haram” diyerek kendisinin çalışmasına izin vermediklerini anlatan Nuran sözlerini sürdürürken sohbete katılan diğer kadınların aktarımları uyuşturucu kullanımının yaygınlığını gözler önüne seriyor.

Bazı kadınların eşleri, evini ve çocuklarını terk etmiş. Bu kadınlardan biri de Belgin. Eşinin 3 yıl önce evi terk ettiğini söyleyen Belgin, babasının kendisine kısmen destek olduğunu ancak çalışmasına izin vermediği için evde çalışan olmadığını açıklıyor. Belgin ekonomik olarak yaşadığı zorlukları ise “Yokluk diz boyu komşulardan yardım gelirse ne ala” diyerek özetliyor bir çırpıda.

‘HER UYUŞTURUCU KULLANDIĞINDA SALDIRIYOR’

Sorunlar büyük, sohbet uzadıkça uzuyor. Kadınlar “Evlenirse belki düzelir” diyen ailelerin kurbanı olmuşlar. Uyuşturucu kullanan eşler kadınların hayatına şiddet, tecavüz ve yoksulluk olarak yansımış. Nuran “Her uyuşturucu kullandığında bana zorla saldırıyor, tecavüz ediyor” diyor.

Uyuşturucu kullanımı nedeniyle eşinin böbreklerini kaybettiğini söyleyen Derya “Hiçbir faydasını görmedik şimdi de hastalandı ona bakıyorum” diyerek isyan ediyor. Hatta bir keresinde uyuşturucu etkisi altındayken eşinin kendisini bıçaklamaya kalktığını söyledi.

“Allah’a şükür dayağını hiç görmedim” diyen Belgin eşinin kendisini aşağıladığını, aldattığını, kendisine para vermediğini, hakaret ettiğini anlattı. Nimet ise sürekli çocuklarıyla tehdit edilmiş: “Sürekli çocukları öldürürüm hepinizin ölüsü çıkar bu evden diye tehditler savuruyordu.”

Bu çaresizlik sarmalına birde ağabey, baba baskısı eklenince kadınlar çaresizlik hissinin içine sürüklenmişler. Şiddet sarmalından tek başlarına bir çıkış yolu bulamasalar da “Aslında bunlar sistemin sorunları” diyerek sorunun doğrudan yönetenlerle ilgili olduğuna dikkat çekiyorlar. 

UYUŞTURUCU AKP’YE OY VERMEME GEREKÇESİ
Belgin’in sorununa çözüm bulmak da kolay değil. Çünkü babası Belgin’in boşanmasına da engel oluyor. Belgin, “Abla bir de siz mi babamla konuşsanız” derken babası kafasını kaldırıp “Hangi partiden geliyorsunuz? Eğer Ak Parti’yse artık oyumuzu vermeyeceğiz” diyor. AKP’den olmadığımızı, oy istemediğimizi söyleyince başlıyor dert yanmaya: “Biz son seçimlere kadar hep AK Parti’ye oy verdik.” Nedenini sorduğumuzda aldığımız cevap uyuşturucu madde kullanımı… Binada oturan tüm erkeklerin uyuşturucu kullandığını zaten kadınlar söylemişti.
Baba, “Eskiden hiç değilse ihbarımız değerlendirilirdi şimdi ne polis ne hükümet bu konuyla hiç ilgilenmiyor. Yasa yok ceza yok; herkes uyuşturucu ağına düşmüş. İnsanlar elini kolunu sallayarak satıyor bu illeti. Biz dindar insanlarız; namazımızda, niyazımızdayız. Bunların koltuk ve para sevdası için gırtlağımıza kadar günaha battık” diyerek tepki gösteriyor iktidara ve uyuşturucuyla mücadele etmeyen yetkililere.
Babanın diğer bir iddiası ise polisin bu işe bilerek göz yumduğu. “Neden?” diye soruyoruz; “Çünkü devletin tüm mekanizmaları gibi polis de bu işten kazanıyor” yanıtını veriyor. Oturduğu semtteki bazı sokakları tarif ediyor; “Şu noktada satıcılar var, şurada da… İhbar ediyoruz, karakola gidiyoruz ama hiç kimse harekete geçmiyor.”

METANFETAMİN KULLANIMI ARTTI
EMNİYET Genel Müdürlüğü (EGM) Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesinin ağustos 2022’de yayımladığı “Metamfetaminin Türkiye’de ve dünyada kullanımı” başlıklı rapor çarpıcı detaylar ortaya koyuyor.
Rapora göre 2016-2021 yılları arasında Türkiye’de her geçen yıl metamfetamin yakalama miktarlarında artış yaşanıyor. Özellikle 2020’de bir önceki yıla göre 4 kat artış yaşanmış. Bu yılın ilk yedi ayında yakalanan metamfetamin miktarı ise 8 bin 600 kilogram.
Aynı rapora göre 2017’de kişilerde metamfetamin görülme oranı yüzde 7.8 iken geçen yıl bu oran yüzde 46.3’e yükseldi.
2021 yılı için hazırlanan narkolog madde kullanıcıları profil analizine göre ise 15-24 yaş grubunda uyuşturucuya başlayanların oranı, 2020 yılında yüzde 73.6 iken 2021 yılında yüzde 73.7’ye çıktı. 2021 yılında uyuşturucuya başlama yaşı ortalama 21-22 olarak ölçüldü.

Fotoğraf: Colin Davis/Unsplash