Referandum sonuçlarını kadınlar açısında değerlendiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, sonuçların kadınlar açısından yeni imkanlar yarattığına dikkat çekti. Kav, kadın hareketinin hayır kampanyalarında olduğu gibi kapsayıcılığı kaybetmeden kadın düşmanı politikalara karşı birlikte mücadeleye devam etme çağrısı yaptı.

HAYIR BİRLEŞİK BİR GÜCE DÖNÜŞTÜ

Gülsüm Kav şöyle konuştu:
Öncelikle tüm toplum açısından değerlendirirsek ben hayırın birleşik gücünün kazandığını düşünüyorum. Teknik olarak evet kazanmış olabilir ama siyaseten hayır kazandı. Birbirinden çok farklı hayır kuvvetleri birleşik bir güce dönüşebildi. Evetin bu oranda kazanmış olması, onun önünü açmadı aslında, işler hâlâ referandum sürecindeki kadar zor, başkanlığa geçiş için sarayın ve AKP’nin işi zor.
Onların işinin zorlaşması da kadınları doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü bütün bu yeni sistemi kadınları hedefe koyarak kurmaya çalıştıkları için bu sistemi kurarken o kadar rahat olamayacaklarını gördüler.

KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARA KUVVETLİ BİR YANIT

Üstelik hâlâ kesinleşmemiş sonuçları konuşuyoruz, şu anda şaibelerle ilgili süreç devam ediyor. Ama diyelim kıl payı kazanmış olduğunda bile çok rahat ve güçlü adımlar atılabilecek bir oran değil bu. Gerek içerideki, gerek dışarıdaki ittifakları bakımından yeterince kuvvetli bir ittifakları da yok. Bunun kadınlar için önemi, kadınlar hem elde edilen bu sonuçta önemli rol oynadılar (emek veren tüm kadınların ellerine sağlık) hem de birlikte hareket etme konusunda bir zemin yakalandılar. Örneğin referandum sürecindeki ilk büyük kitlesel eylemler 8 Mart zamanında yapıldı, 8 Mart referanduma bir güç taşıdı.
Kadın hareketi kendi üzerine düşeni yaptı. Türkiye’de de kadın düşmanı adımların atılmasına kuvvetli bir yanıt verdik. Dünya kadın hareketine destek vererek de dünyada kadın düşmanı gidişata kuvvetli bir yanıt verildi.
Halktan gelen çok önemli bir toplumsal dalga var. Hayır için çalışan, gezi sürecine benzeyen, hatta onu da aşan bir dalga. Onun siyasal sonuçlarının da sandığa yansımasını görmüş olduk. Ama sandıklara bu kadar sahip çıkmamıza rağmen yine de oylar çalındı, hatta YSK çalındı.

BU SONUÇ YENİ İMKANLAR YARATACAK

O başkanlık kadınların bedeni, haklarının üzerine basa basa ilerliyordu, referandum sonuçları bunun hiç de kolay olmadığını gösterdi. Milyonlar, hem toplumun demokrasi özlemini dile getirdi hem de diktatörlük istemiyoruz dedi.
Kadınlara reva görülen başkanlık kadınların hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakan bir bakış açısına da istemiyoruz dedi. hem toplumun geneli, hem de kadınlar için bu sonuç yeni imkanlara gebedir diye düşünüyorum.
Çünkü aslında bakarsanız AKP tabanından kadınların da tereddütte kalması, orada da bir oy kaybı yaşanması bir imkan ortaya çıkarıyor.
Biz kadın hareketi olarak hep diyorduk, yine diyoruz; Türkiye’de kadınlar değişiyor, kadınlar haklarından vazgeçmiyor, modern haklarına daha çok sahip çıkıyor.
Bu referandum sonucunda ne kadar oranda kadın oyu var bilemiyorum ama hayır oyunda kadınların etkin rol oynadıklarını düşünüyorum.
Şu anda ortaya çıkan hayır oranının da -teknik olarak kaybetmiş olsak da- çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Rakamlar, çok fazla kadının Türkiye’de bu başkanlığın öngördüğü kadına bakış açısını istemediğini, reddettiğini gösteriyor.
Bu durum bize yeni imkanlar açacaktır. Bence buradan ilerlemeliyiz. Yine tüm kapsayıcılığımızla, bütün kadınlara seslenmeyi sürdürmeliyiz.

YETER Kİ KAPSAYICILIĞIMIZI BIRAKMAYALIM
Hayır için çalışmış, birbirinden farklı kadınların asla moralini bozmaması, yenildiğini düşünmemesi gerekiyor, kadın hak ve özgürlüklerini savunan yüzde 50 var, bu kadın mücadelesi için çok önemli. Referandum sürecinde başkanlığın kadınlarla ilgili yönü de epey konuşuldu.
Umutsuzluğa kapılmayalım biz kazandık. can meselesi, iş meselesi, ekmek meselesi gibi tüm haklarımızı kaybetme tehlikesi yaşarken haklarımızda ve önümüze getirdikleri yeni yeni paketlerde, hepsinde ilerleme sağlayabiliriz önümüzdeki dönemde. Bu yüzde 50’nin kuvvetiyle, bu yüzde 50’de kadınların oynadığı rolün önemli etkisiyle birleşik kadın mücadelesine devam etmeliyiz.
Önümüze gelen her gündemde fiilen ve resmen de adımlar atılmaya çalışılacaktır; örneğin hemen OHAL’i uzatma hamlesi yapıldı, başka adımlar da atılacaktır tüm atılan karşılıklı adımlarda bugüne kadar yaptığımız gibi reflekslerimizi sağlam tutmalı ve birleşik ortak bir kadın mücadelesiyle törpülenmek istenen haklarımız ileriye taşıyabiliriz. Bunun imkanı açılıyor.
Bu imkanlar paradoksal biçimde tabii ki saldırı adımlarıyla açılıyor. Şimdi onlar bizim haklarımıza kasteden yeni saldırı paketleri düşünecekler. Aldığımız iyi sonucun etkisiyle ben hiçbir şekilde yenildiğimizi düşünmüyorum. Siyaseten AKP ve saray siyaseti ve onların kadına bakış açısı yenilmiştir. Bizim bakış açımız, daha önceki yıllara göre kuvvet kazanarak devam ediyor. Bunun kıymetini bilelim.
Kadınların kendi haklarını savunmasını sağlayan ve bütün kadınlara seslenen bir kapsayıcılıkla hareket etmeyi sürdürebilirsek, AKP’den de çok fazla kadının bizimle birlikte hareket edeceğine eminim. Yeter ki kapsayıcılığımızı, bütün kadınlara seslenmeyi ihmal etmeyelim.