TİP Milletvekili Adayı Mısra Öz: Hak arayanların mücadelesine güç katacağız
Çorlu tren katliamında oğlunu kaybeden TİP Milletvekili adayı Mısra Öz: Hak arayışımızı toplumun tam da içinden biri olarak Meclise taşıyıp, takipçisi olacağım.

Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda’yı yitiren ve o günden bugüne bu katliamın mağduru olan tüm aileler için adalet mücadelesi veren bir isim Mısra Öz. Türkiye İşçi Partisi İstanbul 2. bölge 2. sıra adayı olan, Ekmek ve Gül’ün sorularını yanıtlayan Öz kendi gibi adalet mücadelesi verenlerle birlikte onların sesini duyurmak için bu yola girdiğini söylüyor. Sözü ona bırakalım…

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, Mısra Öz kimdir?

Ben 1983 yılında, İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Halkla ilişkiler ve tanıtım okurken, aynı zamanda sigorta sektöründe çalışmaya başladım. Yani hem okuyor aynı zamanda da çalışıyordum. 26 yaşındayken anne oldum. Hamileliğimin son haftalarına kadar çalışıp, iş hayatımdan hiç kopmadım. 9 Ocak 2009 yılında oğlum Oğuz Arda Sel’i dünyaya getirdim. Anne olmayı çok sevmiştim. Oğlum 3 aylıkken çalışma hayatıma geri döndüm. O nedenle de onunla geçiremediğim zamanlar için, işten eve döndüğümde tüm enerjimi ve zamanımı kendisine adardım adete. 15 yıl bir fiil hayatım, hayallerim, önceliğim, planlarım oğlumun geleceği içindi. Ama ne yazık ki 8 Temmuz 2018 yılında, sadece çocukça bir heves uğruna, merak ettiği için bindikleri trende babası ile birlikte öldürüldüler. Hayatım o tarih itibarı ile altüst oldu. Vermek zorunda olduğum bir mücadelenin ortasında bırakıldım. 7’si çocuk 25 insanın, önlenebilir ihmaller zincirinde, nasıl bir cinayete kurban gittiklerini beş yıl içinde defalarca gördük. Aileler ile birlikte uğradığımız bu organize kötülüğe, liyakatsızlığa, sorumsuzluğa susmayacağımızı ve hesap soracağımızı her yerde haykırdık. Davamızı bir kez olsun bırakmadık. Ve “Suçlu yağmur” dedikleri ifadelerden, şimdi “Sorumluluk üst yönetimindi. Eksik personel çalıştırıldı. Altyapıda çalışma yapılmadı. Eğitimi ve donanımı olmayan kişilere sorumluluk verildi” gibi ifadelere dönüldü. Ancak savcılık tüm raporlar ve verilen ifadelere karşı TCDD üst yönetimi hakkında takipsizlik verdi. Biz hâlâ davamızın peşindeyiz. Hiçbirimiz yasımızı yaşayamadık bile. Oğlum gittikten sonra onun adını yaşatmak bir çocuk derneği kurdum. Dört yıldan beri dernek aracılığıyla binlerce çocuk ile temas edip, bir şekilde hayatlarına dokunuyoruz. Aynı zamanda da adalet mücadelesi veriyorum. Bu adalet mücadelesini verirken de hakkımda açılan davalarda iki kez sanık oldum. Bir davadan ceza aldım. Vazgeçmedim. Vazgeçmeyeceğim.

14 Mayıs çok kritik bir seçim. 21 yıldır iktidarda olan AKP ile adalet ve hukuk adına hiçbir şey kalmamış durumda memlekette. Çok zorlu koşullarda seçime gidiyoruz aynı zamanda. Bugün yaptığınız seçim çalışmaları neler katıyor adalet mücadelenize?

Çorlu’yu duymamış, duysa dahi bizlere yaşatılan hukuksuzlukları, bizlere reva görülen davranışları hem adalet hem siyasi süreçte yaşadığımız tüm detaylarla bilmeyen kişilere, kitlelere anlatma imkanı sundu bu süreç. Tabii ki Meclise girebilirsem, sadece benim değil hak arayanların, toplumsal katliamların mücadelesine daha büyük bir güç katmış olacağız.


HER KESİMİN SESİNİ İÇLERİNDEN BİRİ OLARAK MECLİSTEN DUYURACAĞIZ
10 Ekim Ankara Katliamı, Soma maden katliamı, Çorlu tren katliamı. Tüm bu katliamlar Türkiye tarihine kazınan katliamlar ve bugün mağdur olan ailelerden de vekil adayları var. 10 Ekim ailelerinden Zöhre Tedik, Soma katliamı ailelerinden Gülsüm Çolak ve siz milletvekili adayısınız. Eğer Mecliste olursanız adalet mücadelesini nasıl sürdürecek, adalet talep edenler için neler yapacaksınız. Sizin Mecliste olmanızla neler değişecek, değişebilir?
Öncelikle Mecliste bu tür katliamları yaşamış insanların temsiliyetini çok önemli buluyorum. Ben ve diğer adaylar umarım her birimiz o Mecliste oluruz ve sorumluların müsebbibi olan kişiler ile aynı ortamda bulunabiliriz. Davalarımızın hukuk tarafındaki sürecinin bağımsız yargıda takibi ile birlikte aynı zamanda siyasi boyuttaki sorumluluğunu ele almamız, gündemde tutmamız gerekecek. Halktan o kadar kopuklar ki, sanki olayların başında gelenler kendileri değiller. Gündemin hızla değiştiği ülkemizde yaşanılanları unutturmamak, peşine düşmek, dava sürecini, siyasi sorumluluğunu araştırmak için gerekli tüm çalışmalarda bulunacağım. Tabii ki toplumsal katliamlar, sonuçlanmayan hak arayışları, adalet arayan ama sesini duyuramayan birçok kişi ile birlikte adil olmayan birçok şeyin de takipçisi olacağım. Çünkü bu ülkede eğitim eşitsizliğinden, sağlık sektörünün ticarethane gibi işleyerek, insanlarımızın sağlık hizmetinden faydalanamadığı her durumdan, engelli bireylerin eğitim ve yaşam hakkı olan imkanlarının olmamasına, İstanbul Sözleşmesi’nin geri getirilmesinden ve 6284’e sımsıkı sahip çıkılmasına, laiklikten, demokrasiye, hayvan haklarından, doğa katliamlarına kadar düzeninden çıkmış her konunun sorumluluğu üzerimizde. Bu nedenle de değişmesi ve değiştirilmesi gereken her konunun öneminin farkındayız. Bu farkındalıkla hak arayışımızı toplumun tam da içinden biri olarak Meclise taşıyıp, takipçisi olacağım.

Fotoğraflar: Türkiye İşçi Partisi-İstanbul Twitter hesabı

İlgili haberler
Mısra Öz: İhmaller ortada, sorumlular yargılansın

Çorlu tren kazasında oğlu Oğuz Arda’yı kaybeden Mısra Öz yaşadıklarını, adalet beklentisini ve ailel...

Adalet mücadelesinin önde gelen isimlerinden biri:...

Emek Partisi'nin Yeşil Sol Parti listelerinden Antalya Milletvekili Adayı Zöhre Tedik kimdir?

Soma ailelerinden, milletvekili adayı Gülsüm Çolak...

Eşi madenlerden emekli olan, oğlu Uğur Çolak’ı ise Soma Katliamı'nda yitiren ve yıllarca adalet müca...