2019 8 Mart’ı geldi geçti. Ülkenin her yerinde kadınlar eylem yaptılar, şenlikler düzenlendiler, söyleşilere katıldılar. Çok renkliydi, çok yaygındı ve çok kitleseldi 8 Mart etkinlikleri. Her yaştan başörtülü ya da mini etekli binlerce kadın yan yana olmanın, yaşanılan ağır sorunlara karşın birlikte olabilmenin keyfini çıkardı.
Normal bir ülkede -ya da normale yakın diyelim hadi- yönetenler en azından ayıp olmasın diye kadınların 8 Mart’larını kutlar, kadınların yaşadıkları sorunları çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyler. Hele de her gün kadınların öldürüldüğü; yoksulluğun, eşitsizliğin diz boyu olduğu, erkek egemenliğinin sürekli körüklendiği bir ülkede 8 Mart gününde bir gün olsun susmaları, kadınları “rahat” bırakmaları bile beklenebilirdi.
Ama biz Türkiye’de yaşıyoruz, elbette hiçbir şey normal değil bu ülkede. 8 Mart’a yaklaşım da öyle olmadı doğal ki. Kadınların 8 Mart etkinlikleri yapmaları hele de sokaklara çıkmalarından siyasal iktidar hiç hoşnut olmadı. Anlaşılan susmaları beklenen, ailenin sessiz itaatkar üyesi olması için özel çabalar harcanan kadınlardan yine bu beklenmiş, “Susun, konuşmayın, hayatlarının ellerinizden kayıp gitmesini öyle sessizce izleyin” denilmişti.
EZAN YALANI İLE KADINLARI HEDEFE KOYMAYA DEVAM EDİYORLAR
8 Mart günü İstanbul’daki Feminist Gece Yürüyüşene yapılan polis müdahalesinin arkasından uydurulan bir yalan üzerinden kötü şeyler yapmak istiyorlar. Ezanın protesto edildiği söylemi, bu söylemi dile getiren gazeteciler tarafından geri alınmış, hatta bu konuda özür dilenmiş bile olsa, Erdoğan ve Soylu bu konudaki konuşmalarını sürdürüyor. Ama öyle böyle konuşmalar değil bunlar, kadınları ezan ve din düşmanı ilan edip, hakları ve hayatları için mücadele eden kadınları hedefe koymak amacını güdüyor.
Hatta ve hatta Süleyman Soylu’nun hatırlattığı üzere Maraş ve Çorum katliamlarının nasıl başladığı üzerine sözler sarf ediliyor. Yalan üzerinden örgütlenen katliamlar örnek verilirken “Bizim niyetimiz de bu” demek istiyorlar anlaşılan.
Ama ortada olmamış bir şey var. Görüntüler her yerde mevcut, binlerce kadın polis saldırısına maruz kalıyor, izdiham gibi tehlikeler yaşanıyor, kadınlar polislere tepki gösteriyor. O sırada okunan ezana yönelik bir tepkinin olmadığı oluşmadığı ise çok açık. Üstelik bunu yandaş medya dediğimiz yayın organları da böyle söylüyor. Yani ortada kocaman bir yalan var ve bu yalan üzerinden yürütülen çok çirkin bir kampanya.
YALANLARI BIRAKIP GERÇEĞE BAKALIM
Peki biraz yalanları bırakıp gerçeklere bakmaya ne dersiniz? Ocak ayında genç bir kadın küçük çocuğunu AVM’ye cebinde bir notla bıraktı, notta çocuğuna ekonomik sorunlar nedeniyle bakamadığını yazıyordu. Şubat ayında Ankara Tuzluçayır’da Döndü Şimşek boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldü. İntihar denilerek dosyası kapatılmak istenen Şule Çet cinayetinin ilk duruşmasına sanıklar Şule’yi suçlamaya çalıştılar. Kadınların yüzde 32’si işsiz mesela, rakamlar böyle söylüyor. Çoğu kadın olan Flormar işçileri sendikaya üye oldukları için işten çıkarılıp tam 297 gün direniş sürdürdüler.
Gerçekler uydurduklarınıza benzemiyor. Her gün her gün yaşanıyor bu saydıklarımız. Üstelik bu yaşadıklarımıza sebep sizin iktidarınız. Bu ülkenin kadınlarına, gençlerine, emekçilerine her gün zorlaşan bir hayat sunulurken servetinizin haddi hesabı yok gerçekten. Evet gerçeklerin bir kısımı da bu. sadece ‘Saray’ın harcamaları bile ne demek istediğimizi anlatmaya yetecektir.
KADIN DÜŞMANI BİR İKTİDAR OLARAK ANILACAKSINIZ!
Velhasıl kadınlar sokağa çıktı tabii ne yapacaklardı ya. 8 Mart günü evde oturmalarını beklemiş olmanız bir tuhaf esasen. Üstelik ülkenin her yerinde sokaklarda, etkinliklerdeydi kadınlar bunu da hatırlatalım. 2019 8 Mart’ında kadınlar ‘Yeter artık’ dediler sanırız esas kabullenilmek istenilmeyen bu.
Ama gerçekten yeter artık. Biraz nefes almak istiyoruz, sürekli bize bağıran politikacıları da ustabaşını da arkadaşı da istemiyoruz. Bir evlilik yürümüyorsa boşanmak istiyoruz, çok mutluysak ve her şey yolundaysa hiç boşanmak istemiyoruz. Yarın ne yapacağız, ne yiyeceğiz cepte para bitti diye düşünmek istemiyoruz. Çocukların sağlık, eğitim gelişim gibi ihtiyaçları kolaylıkla devlet güvencesinde olsun istiyoruz. Eşit eğitim, iş, yaşam koşullar istiyoruz. Kadın olduğumuz için hiçbir konuda ayrımcı muamele görmek istemiyoruz. Durum bu kadar açık ve net…
8 Mart günü bunları söyledik işte. 8 Mart’a dair yalanlar söyleyenler de karşımızda olduklarını bir kez daha ilan etmiş oldular böylelikle. Kimse kadınları kirli seçim oyunlarının parçası yapmasın. Vazgeçin bu sevdadan. Kadın düşmanı bir iktidar olarak anılacaksınız tarih sayfalarında ve bu hiç ama hiç iyi bir şey değil.
İlgili haberler
Dersim’de kadınlar 8 Mart şöleninde buluştu
Dersim’de yüzlerce kadın şenlikte bir araya geldi. Kadınlar “Kendi yaratmadığımız krizin yükünü biz...
8 Mart 2019| Krize, şiddete eşitsizliğe karşı kadı...
Hakları için, eşitlik için, insanca bir yaşam için mücadele edecek, dayanışmanın ve birlik olmanın g...
Feminist Gece Yürüyüşüne polis saldırısı
İstanbul Taksim’de 17’nci Feminist Gece Yürüyüşüne katılan kadınlara polis saldırdı. Feminist Gece Y...
8 Mart etkinlikleri devam ediyor...
Türkiye’nin pek çok ilinde kadınlar bir araya gelerek 8 Mart etkinlikleirni gerçekleştirmeye devam e...
8 Mart Gece Yürüyüşü çağrıcıları ‘ezan’ iddiasına...
17. Feminist Gece Yürüyüşü çağrıcıları, ‘Ezanı protesto ettiler’ çarpıtmasına yanıt verdi: Polis şid...
8 Mart’ın ardından
8 Mart’ta dünyada yüzbinlerce kadın sokaklara çıktı. Öne çıkan talepler nelerdi, önümüzdeki dönem ka...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.