1983 Dersim Ovacık doğumlu olan Serpil Argın, liseden hemen sonra çalışmaya başladı. 10 yıl boyunca metal işkolunda fabrikalarda çalışan Argın, bu arada Munzur Üniversitesi Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik Bölümünü bitirdi. İki yıl gazetemizin Diyarbakır muhabiri olarak çalışan Argın, bir yıl kadar önce yeniden Dersim’e yerleşti.

Adaylık sürecinde büyük destek gördüğünü ve bu durumun kendisine cesaret ve güç verdiğini aktaran Argın, Ovacık’ı ve özellikle burada yaşayan kadınların durumunu şöyle anlatıyor: “Ovacık işsizliğin yoğun yaşandığı yerlerden biri. Özellikle bölge illerinde kadınlar, İşkur tarafından gönderildikleri kısa dönemli işlere adeta mahkum edilmiş durumda. Kadınlarla yaptığımız görüşmelerde özellikle iş ve çocuk bakımı konusunda desteğe ihtiyaç duyduklarını gözlemliyoruz. Kadınların yaşadığı bu işsizlik ve yoksulluk hâli genel olarak Ovacık halkının da temel sorunlarından.”

‘HEDEFİMİZ KADINI MAHKUM EDİLDİĞİ EVDEN ÇIKARMAK’

Halkçı belediyecilik anlayışını hayata geçireceklerini söyleyen Serpil Argın, Ovacıklı kadınlara yönelik hedeflerini şöyle sıralıyor: “Halkın yönetime dahil olması için halk meclislerini kurmak ilk işimiz olacak demiştik. Kadınlar meclislerin en önemli bileşeni olacak. Kadınları üretime katmak için ne gerekiyorsa yapacağız, ilk adım da çocuk bakımını bir yük olmaktan çıkaran kreşler açmak olacak. Küçük tekstil atölyeleri kuracağız. Şiddete karşı kadınlara destek olacak kadın destek merkezi çalışmamız olacak. Sadece şiddet değil sağlıktan çocuk gelişimine kadının gereksinim duyduğu birçok konuda destek alacağı yerler olacak bu merkezler.”

Kadınların taleplerini dile getirdiklerinde sürekli karşılaştıkları “Kaynak yok” bahanesine karşı çıkan Argın, “Hep birlikte kuracağımız tekstil atölyelerinden tarımsal üretimlere kadar kendi kaynağımızı yaratacağız” diye konuştu.

Çalışmaları sırasında yüzyüze geldikleri kadınlardan hep destek gördüklerini belirterek “Kadınların yüzündeki tebessüm görülmeye değer” diyen Argın’ın çağrısı aslında sadece Ovacıklı kadınlara değil tüm kadınlara: “Siyasetten, iş hayatına, sokağa kadar hep geri planda bırakılan kadınlara diyoruz ki eşitlik hakkımızı savunmaya yaşadığımız yerden başlayalım.”