Salgının sonuçlarından hem günlük, hem uzun vadeli olarak en derin ve çok boyutlu etkilenen kesimlerden biri kuşkusuz çocuklar. Fakat neredeyse bir yıla yaklaşan salgın tedbirleri/tedbirsizliklerinin gelip vardığı noktanın çocuklara faturası çok ağır oldu.
Neredeyse bir kuşağın sadece çocuklukları ve çocukluk hakları değil, yetişkinlikleri ve gelecekleri üzerinde bu denli belirleyici etkileri olan bir dönemeçte, bugünün kurumlarının ve iktidarın ama aynı zamanda örgütlü güçlerin ve tüm yetişkinlerin omuzlarında bir sorumluluk var. Öncelikle gerçekleri bilmek, durumu değerlendirip talepler oluştururken çocukların ihtiyaçlarını ve haklarını gözetmek, ve gerekenin yapılması için harekete geçmek!
EN SON YAPILMASI GEREKENDİ, EN KOLAY VAZGEÇİLEN OLDU
Başlangıçta çocukların bulaştırıcılığının yüksek olacağı, kreş ve okulların da ciddi bulaş alanları olacağı düşünülüyordu. Covid-19’a özgün verilerin yaygın olmadığı ilk aşamada okul/kreş tedbirleri ve taleplerinde dayanak bu önkabulle şekillendi.
Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış bir başka bilgimiz daha vardı; okul ve kreşlerin eğitim/öğrenme süreçleriyle ilgili işlevlerine ek olarak, çocukların birçok bakımdan korunmaları ve desteklenmelerinde kritik ve vazgeçilemez işlevleri var. Eğitim Sen ve birçok kurum okulların bu rolünü hatırlatarak ülke genelinde gerekli düzenlemelerin acilen yapılarak Martta okulların açılması talebini yoğunlaştırdı. Yaz döneminde salgının kontrol altına alınması, okulların açılabileceği uygun bir ortam oluşturulması için tüm olanakların seferber edilmesi gerektiği vurgusu yapıldı. Fakat ne okullarda bir hazırlık yapıldı, ne salgını kontrol altına alacak zorunlu tedbirler alındı. Üretimden, turizmden “taviz” verilmedi ve vakaların arttığı süreci hep birlikte yaşadık. Bu aşamada yapılan her tercihte iktidar çocukların hayatları için vazgeçilmez önemdeki okulları, yani aslında bizzat çocukların hayatını gözden çıkarmanın taşlarını döşemişti. Yani aslında en son düşünülecek şey okul kapanması iken, bizde en kolay verilen karar bu oldu.
Okullar, olması gerektiği koşullar oluşturularak açılmadı. Eğitimcilerin ve sendikaların talepleri gözetilmeden, çocuklar arasındaki eşitsizlikler ve olanak farklılıkları hiçe sayılarak “uzaktan eğitim” adı altında başlatılan süreç, eşitsizliklerin derinleşmesine, kız çocuklarının eğitimden adım adım çekilmesine, mevsimlik işçiler ve çocuk işçilerin eğitim sisteminin iyice dışına savrulmasına ve telafisi giderek zorlaşan birçok sonuca neden oldu.
Türkiye’de ailelerin barınma olanakları çocukların ihtiyaçlarına uygun değil. Ne ayrı bir oda, ne bahçe ne bir park olanağı var çoğu yerde. Gelişim için son derece önemli okuldaki hareketlilik yerini televizyon ve bilgisayar ekranı karşısında oturmaya bıraktı. Çocukları eve kapatmanın bedeli çocukluktan başlayarak yetişkinliğe kadar önemli kronik hastalıklar olacak. Üstelik çocuklar akranlarından da uzakta kalıyorlar. Sosyallikten uzak bir çocukluk döneminin anksiyete ve çeşitli ruh sağlığı sorunlarına yol açacağı öngörülüyor. Buna bir de salgın koşullarında alınmayan toplumsal önlemler nedeniyle ebeveynlerin artan iş yükü, yoksulluk ve geçim sorunları eklenince çocukların bu tablonun olumsuzluklarından en çok etkilenen kesimlerden biri olacağı açık. Okul, çocukların maruz kaldığı bu olumsuzların tespiti ve önlenmesi noktasında da önemliydi. Özellikle kız çocuklarının okullar açıldığında okula dönüş oranlarının azalacağı da bilinmeyen bir şey değil. Bu süreç, eğitimin kamu hizmeti olarak tüm çocuklara eşit olanaklarla ulaştırılacak bir hizmet olmasının ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu daha açık hale getirdi.
ÜRETİMİN ÇARKLARINA FEDA EDİLENLER: ÇOCUKLAR
Hem iktidarın tercihleri ve salgın tedbirlerindeki sorunlar, hem halk sağlığını koruyacak tedbirlerin zorunluluğu hem de okulların kapanmasının çocuklara kısa ve uzun vadeli maliyeti bir arada düşünülerek, çocukların yararını önceleyen ve diğer tüm tedbirleri buna göre değerlendiren bir yaklaşımı sürdürmemiz gerek. Birçok veri ve rapor gösteriyor ki salgında asıl ve ana bulaş kaynağı zorunlu olmayan üretimin gerçekleştiği ve neredeyse sıfır tedbirle devam eden üretim alanlarıdır. Tedbirlere de, vaka oranlarına da buradan baktığımızda her şeye rağmen durdurulmayan bu çarklara, başka birçok şeyle beraber çocukların hayatlarının da feda edildiğini görüyoruz.
Bugünkü araştırmalar, hastalığa yakalanma, ağır geçirme riski ve bulaştırıcılığın yaşa göre azaldığı; okulda virüs girişinin genellikle enfekte erişkinlerde başladığı; çalışanlar arası bulaşın yaygın olduğu, öğrenciden öğrenciye bulaşın nadir olduğu, okulların toplum bulaşmasındaki artışlarla belirleyici bir ilişkisinin tespit edilmediğine dair bir çok veri ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar kararlarda ve planlarda mutlaka dikkate alınmalıdır.
Okul kapama en son tedbir olarak düşünülmesi gereken bir tedbirdir. Her şeyin okulların kapanmamasını sağlamak için yapılması gerekir. Toplam tedbirlerin de bunu hedeflemesi gerekir. Oysa okulların çok kolay feda edildiği açık. Bunu değiştirecek bir zorlamaya ve okulların açılması için seferber olmaya ihtiyacımız var.
OKULLARIN KAPATILMASININ KADINLARA MALİYETİ
Eğitim konusunun diğer bir tarafında çocukların evde bakımından yaygın olarak sorumlu olan kadınlar var. Okullara dair yapılan her düzenleme çocuğu ne kadar etkiliyorsa, kadınları ve çarpan etkisiyle tekrar çocukları etkiliyor. Genel İş’in Türkiye’de Kadın Emeği” Raporuna göre bu durum yıldan yıla arttı, 2019 yılında 500 bin kadın bakım nedeniyle işten ayrıldı. DİSK-AR’ın hazırladığı rapora göre 2019’dan 2020 sonuna kadarki süreçte 1 milyon kadın işgücüne katılamaz hale geldi. Okul ve kreşlerin kapanması, pandemi koşullarında artan geçim zorlukları nedeniyle bakıcı tutmanın zorlaşması kadınları çalışmadan çekilmeye zorladı. Aileler yoksullaştı. Kurumsal hizmetlerden uzaklaşmak çocuklar için güvenli olmayan bakım koşulları anlamına geldi.
BİLİMSEL VERİLER OKUL KAPATMALARIN SALGINDA KENDİ BAŞINA BİR “ÖNLEM” OLAMAYACAĞINI SÖYLÜYOR
Salgın başından farklı olarak dünyada Covid-19-çocuk ve okullar özgülünde araştırmalar çoğalmış durumda. Çocukların Covid-19’dan nasıl etkilendiği, bulaştırıcılıkları, okulların salgın için yayılım merkezleri oluşturup oluşturmadığı, salgın kontrolünde okul kapatmaların belirleyici etkisi olup olmadığı konusunda birçok araştırma, makale ve veri var. Araştırma sonuçlarından kimi ortak bulguları ve bazı hatırlatmaları şöyle paylaşalım:
• Covid-19 çocuklara da bulaşıyor ve çocuklar da bulaştırıyor. Çocuklar bundan azade değil. Ancak, çocuklar yetişkinlere göre çok daha hafif geçiriyorlar ve bulaştırıcılıkları da daha az. Çocuklar arasında da yaşları küçüldükçe hem etkilenmeleri hem bulaştırıcılıkları azalıyor. Çocukların virüsü ağır geçirme durumlarında ve özellikle ölümlerde genelde altta yatan başka hastalık faktörleri var.
• Dünya Sağlık Örgütü tarafından 19 Kasım tarihinde yapılan açıklamada üzerinde durulan 3 temel konudan biri çocuklar ve okullar idi. Burada, çocukların salgının yayılımında birincil/belirleyici rol oynamadıkları, bu nedenle de okul kapatmalarının salgının genel kontrolünde etkili bir önlem olmadığı vurgulandı. Okul kapatma düşünen ülkelere bunun uzun vadeli olumsuz etkilerini gözden geçirme tavsiyesinde bulunuldu.
• Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi tarafından yayınlanan “Çocuklarda Covid-19 ve Covid-19 Bulaşında Okulların Rolü” raporuna göre: Avrupa ve İngiltere’de vakaların yüzde 5’inden azı 18 yaş altı çocuklarda görülüyor, tespit edilenlerin hastane yatış ve ölümcül etkileri yetişkinlere göre çok daha düşük. Çocuklar asemptomatik ya da hafif atlatıyorlar. Semptom gösteren çocuklar virüsü yetişkinler gibi bulaştırıyor, ancak semptom göstermeyenlerin bulaştırıcılığına dair bilgi yok. Vaka çıkan okullarda yapılan araştırmaya göre çocuktan çocuğa bulaşma oranı yaygın değil ve özellikle ilkokul ve öncesi için çocuklardaki bulaşta birincil faktör çocuklar arası bulaş değil. Uygun fiziksel mesafe ve hijyen önlemleri alındığı durumda okullar, diğer insan yoğunluğu olan yerlerden daha bulaştırıcı olmayacaktır. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinden gelen veriler okulların yeniden açılması ile toplumda bulaşın artması arasında bir bağlantı olmadığı yönünde. Ayrıca, kreş ve okul kapatmanın covid-19’un yayılımında tek başına etkili bir önlem olmadığı; çocukların çoğu hafif geçirdiği için okul kapamanın çocuklarının sağlıklarının korunması bakımından da ekstra bir koruma sağlamaktan uzaktır. Okullarla ilgili verilecek kararlar, diğer fiziksel mesafe ve halk sağlığı temelli önlemlerle uyumlu olmalıdır.
• Nature dergisinde yayınlanan ve mevcut araştırma sonuçlarının derlemesini yapan “Neden Okullar Covid yayılımını odakları değil?” makalesindeki araştırmalara göre: Okullar Covid yayılımında odak noktası değiller. Korkulara rağmen çocuk bakım merkezleri ve okulların yeniden açılması ciddi bir artışa neden olmadı, vaka görülen yerlerde de az sayıda kişinin hastalanması ile sınırlı kaldı. Araştırma sonuçları çocukların virüs kaptığını ve yaydığını, ancak büyük yaştaki çocukların bulaştırıcılığının küçüklere göre daha çok olduğu yönünde. Okulların kalabalık ve kapalı mekanlar olarak salgın yayılımında çok uygun ortam sunmasına rağmen salgın çocuklar arasında yetişkinlere göre halen çok düşük. Toplumdaki bulaşın düşük olduğu durumlarda okullar güvenli bir şekilde açılabilir. Toplumda bulaşın yüksek olduğu yerlerde dahi okullarda, özelikle de tedbirlerin gerekli şekilde alındığı okullarda yayılım yaygın değil. İtalya’da Eylül ayında toplumda vaka sayısı artışta iken 65 bin okul açıldığında dört haftanın sonunda 1212 kampüste vaka tespit edildi,bunların %93’nde tekil vaka olarak kaldı, sdece bir lisede 10dan fazla kişinin enfekte olduğu bir küme rapor edildi. Avustralya Victoria’da salgının ikinci dalgasının yaşandığı Temmuz ayında okullar yarı zamanlı açık okul ve çocuk bakım merkezleri ile bağlantılı yüksek artışların nadir olduğu belirtiliyor. 1635 okulda görülen vakaların üçte ikisi tek vaka olarak kalırken, yüzdde 91’i 10 vakanın altında kaldı.ABD’de okulların yeniden açıldığı Ağustos ayında toplumda bulaş oranı yüksekti, çocuklar içindeki enfekte olma oranı da arttı, ancak okuldan çıkan yayılımların toplum bulaşında ne kadar etkisi olduğu konusu belirsiz.
• Özellikle 12-14 yaştan küçük çocuklar için Covid-19’dan etkilenmeleri yetişkinlerden daha az. Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre enfekte olduklarında ise özellikle 0-5 yaş arasında olanların başkalarına bulaştırıcılığı, 6-10 yaşlarındaki çocuklar arasında Covid bulaşı, daha büyük çocuklara ve yetişkinlere göre daha düşük. Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre ise 12-18 yaş arasındaki çocuklarda enfeksiyon görülmesi, 5-11 yaş arasındaki çocukların iki katı. Yani çocuklar arasında da virüsten etkilenme ve virüsü bulaştırma oranı yaşa göre değişiyor, küçük çocuklar daha az etkileniyor ve bulaştırıyor.
• UNİCEF de her ne kadar çocukların virüsü hem kendi aralarında hem de daha büyüklere bulaştırsa da, basit temel önlemler alarak okulları açarak sağlanacak faydanın, okulları kapatmanın faturasının çok daha önüne geçeceğini vurguluyor.
KAYNAKLAR
• “COVID-19 in children and the role of school settings in COVID-19 Transmission”, European Centre for Disease Prevention and Control, 6 Aug 2020-12-02
• “Why schools probably aren’t COVID hotspots” Nature 587, 17 (2020)
• UNICEF, “UNICEF calls for averting a lost generation as COVID-19 threatens to cause irreversible harm to children’s education, nutrition and well-being”
• Adnan Gümüş, Kilitleme: Okullar Kapatılmalı mı? Çocuklara Etkisi Ne? Evrensel Gazetesi
• Aysuda Kölemen, Okulları Neden ve Nasıl Açalım? Artı Gerçek
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Pandeminin getirdiği: Eğitime erişememe, yoksulluk...
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği yükü artarak süren pandemi döneminde kadınların sıkıntı...
Eğitimde fırsat eşitliği mi dediniz!
Malatya’dan bir eğitim emekçisi: ‘Velimin, ailesinin barınma ihtiyacını karşılayamazken çocuklarının...
Eba TV eğitimi ne kadar karşılıyor?
Kimi, öğretmenin gönderdiği video ile bir şeyler yapmaya çalışıyor, kimisi ise kendisi öğrenip çocuğ...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.