Geçtiğimiz yıl, 15 Ekim'de Rojin Kabaiş’in cansız bedeni Van Gölü kıyısında bulunmuştu. Bir yıldır ise Rojin’in ölümü “intihar” iddiasıyla örtbas edilmeye çalışılıyor. Buna karşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı çağrıya yanıt olarak ODTÜ öğrencileri, yurtlar bölgesinde buluşarak Rektörlük önüne yürüdüler. Rektörlük önünde yapılan basın açıklamasında ODTÜ öğrencileri, delillerin bugüne kadar ortaya çıkarılmamış olmasının temelinde iktidarın cezasızlık uygulamaları ve kadın düşmanı politikalarının olduğunu “İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, 6284 sayılı kanunun hedef haline getirilmesi, haksız tahrik indirimleri ve kadın ile LGBTİ+ların yaşamlarını tehdit eden politikalar, ülkede nefret ve şiddeti körükledi. aile yılı ilan ettikleri 2025’in ilk altı ayında 136 kadın öldürüldü, 148 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bizler kadınların yaşamını hiçe sayan bu politikaları kabul etmiyoruz, Rojin için, katledilen tüm kadınlar için mücadelemizi büyütüyoruz” diyerek kampüslerinden haykırdılar.

'Adalet için haykırmaya devam edeceğiz'

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki öğrencilerin polis ve özel güvenlik tarafından şiddetle susturulmaya çalışılmasına karşı da ses çıkaran ODTÜ öğrencileri “İktidar katilleri değil, mücadele eden kadınları soruşturmaktadır, barikatları katillerin değil kadınların önüne kurmaktadır! Biz Van’da Rojin için adalet talebini büyüten arkadaşlarımızın yanındayız. Onların sesine sesimizi katıyoruz" dedi. Öğrenciler Rojin Kabaiş'in ölümünün aydınlatılması için eylem yapan Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğrencilerine yönelik saldırıya karşı da “Fiziksel şiddete maruz kalan DTCF öğrencilerinin yanındayız, dayanışmamızın ve mücadelemizin tüm kampüslerde omuz omuza devam edeceğini hep beraber haykırıyoruz. Atanmış rektörlerin kampüslerimizde uyguladığı cezasızlık politikaları da baskı politikaları da bizim mücadelemizle son bulacak” diyerek mücadeleyi büyütmenin önemini vurguladılar.

Açıklamanın devamında ise “Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi rektörünün her kürsü konuşmalarında duyduğumuz 'Coğrafya kaderdir' açıklamaları da Erciyes Üniversitesi rektörünün Meliha keskin cinayeti için 'münferit olay' açıklamaları da Hilal'in Boğaziçi kampüsünde öldürülmesi de Yozgatlıgil’in güvenliğimizi sağlamak için herhangi bir adım atmaması, CİTÖB’ü etkin çalıştırmaması da bizlere bunu gösteriyor. Atanmış rektörler de gerek özelleştirme politikalarıyla gerek cezasızlık uygulamalarıyla kampüsleri adeta cinayet alanına çeviriyor” diyen ODTÜ öğrencileri yan yana geldikleri bu alanda seslerini yükselterek “Kaderimizi coğrafya değil ilmek ilmek ördüğümüz mücadelemiz yazacak” diye haykırdılar.

'Güvenli kampüsleri, eşit ve özgür bir yaşamı kazanacağız'

Öğrenciler açıklamanın sonunda “Rojin cinayeti aydınlatılsın! Failler derhal bulunup cezalandırılsın! Kadınların yaşamına mal olan politikalar son bulsun. Kampüslerimizde güvenliği sağlamak için somut adımlar atılsın, CİTÖB etkin hale getirilsin” taleplerini sıralayarak şunları dile getirdiler: “Güvenliğimiz için somut adımlar atmayan rektörlerin kampüsleri cinayet alanına çevirmesine, güvensiz kampüslere karşı; eşit, özgür, güvenli kampüs talebimizi yükseltmeye rektörlük önündeyiz. Her zaman, her yerde bizim güvenliğimizi sağlamak zorundalar. Bugün burada bunu da hatırlatıyoruz. Biz biliyoruz ki her ne kadar onlar kampüsleri iktidarın arka bahçesine çevirmeye çalışsalar da biz mücadelemizle güvenli kampüsleri, eşit ve özgür bir yaşamı kazanacağız. Her yerde, her saatte taleplerimizi haykıracak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül