Ankara Kadın Platformu, Çankaya Belediyesi önünde İpek Er’in ölümüne sebep olan uzman çavuş Musa Orhan’ın tutuklanması talebi ile basın açıklaması yapmak istedi. Belediye önünü ablukaya alan polis, kadınların burada açıklama yapmasına izin vermedi. Kadınlar polis tarafından ayrı ayrı sokaklara dağıtılırken, açıklamayı izlemeye gelen basının her birini fotoğrafları çekildi, basın mensuplarına GBT yapıldı. Platform üyesi kadınlar ara sokaklarda ajitasyon yaptı.  

Ankara'da İpek Er’in ölümüne sebep olan uzman çavuş Musa Orhan’ın tutuklanması talebi ile Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak isteyen Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar polis tarafından engellendi. https://t.co/r1ryeFjJ4F pic.twitter.com/90B3D0dGRU

— Ekmek ve Gül (@ekmekvegul) August 29, 2020

Ankara Kadın Platformu üyesi kadınların yapmak istediği ve polis tarafından engellenen açıklama şöyle:

Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihar eden 18 yaşındaki İpek Er günler süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. Olaydan bir hafta sonra kadınların mücadelesi sonucugözaltına alınan Musa Orhan adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. İpek Er’nin intihar etmeden önce yazdığı mektubunda zorla alıkonulduğunu, şiddete ve tecavüze uğradığını ifade etmesine rağmen failin serbest bırakılması üzerine pek çok şehirde kadınlar sokağa çıktı, #MusaOrhanTutuklansın başlığıyla sosyal medya kampanyaları düzenledi. Tecavüze ilişkin Adli Tıp Kurumundan istenilen raporun da İpek Er ‘nin iddialarını doğrulaması üzerine tutuklanan Musa Orhan Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile tahliye edildi. Üzerindeki üniformayave erkek adalete güvenerek ‘Bana bir şey olmaz, istediğin yere şikayet et.’ diyen Musa Orhan bugün serbestçe aramızda dolaşıyor.

Tecavüzcü Musa Orhan’ın tahliyesineilişkin itirazı ‘kararın kesinleşmesi’ nedeniyle reddeden yargı , Av. Ebru Timtik’in tahliyesine itirazı kabul etmiş, Adli Tıp’ın cezaevinde kalamayacağına dair raporuna rağmen tutuklama kararı çıkarmıştı. Tek isteği adil yargılanmak olan Ebru Timtik ölüm orucunun 298.gününde adalet açlığından gözlerimizin önünde öldü.

Tacizciler, tecavüzcüler, kadın katilleri tutuksuz yargılanırken ; hükümete muhalif gazeteciler, yazarlar, avukatlar, haksızlığa adaletsizliğe ses çıkaranlar adeta düşman hukuku uygulanarak cezalandırılıyor. Failleri aklayan, cesaretlendiren her mahkeme kararı; kadınlara daha fazla ölüm, şiddet ve tecavüz olarak dönüyor. Mahkeme salonlarında duyulmayan hak ve adalet talepleri, kamuoyu baskısı yaratabilmek için sosyal medya ve basın yayın organlarında duyurulmaya çalışılıyor.Kadına şiddet vakaları katlanarak artarken AKP iktidarı İstanbul Sözleşmesinden çıkmayı tartışıyor. İç işleri Bakanı Süleyman Soylu, tecavüzcü Musa Orhan’ın tutuklanması için kampanya yürütenleri hedef göstererek olayın sürekli gündemde tutulmasından rahatsız olduğunu söyleyebiliyor.

Özellikle bölge illerinde 90'lı yıllardan beri sistematik şekilde uygulanan asker, polis ve devlet şiddeti bugün Gülistan Doku’nun, Duygu Delen’in İpek Er’in faillerinde bir kez daha karşımıza çıkıyor. Öldüren erkekler hep aynı kadınların isimleri farklı sadece. Devlet biz kadınlara ne söylüyor? Asker olmak, emniyet mensubu babaya sahip olmak , şehrin ileri gelen sanayicilerinden birinin oğlu olmak cezasızlığı mı getiriyor? Tacizciler, tecavüzcüler üniformalarına güvenerek, devlet korumasında yargı eliyle salınırken biz kadınlara düşen bu tacizci tecavüzcü devlet mekanizmasına karşı yaşamlarımızı savunmak; haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı çıkmaktır. Vicdanlarımızın sesi, kadınların birlikte örgütlü mücadelesinde yankılanıyor. Öldüren her kadının hesabını sormaya, ‘katilleri aklama yargıla’ demeye devam ediyoruz.