Kuryelik yapan Cansu: Çalışma koşulları çok ağır, taciz, tehdit bizi bitmiyor
Kurye olarak çalışan Cansu ile çalışma koşullarının zorluğundan, güvencesiz çalışma koşullarından, eşitsiz koşullarda çalışmaktan bahsettik.

“Nasıl kanunlar önünde eşitiz? Çalıştığım koşullar bünyesinde bulunduğum iş yeri arkamızda durmuyor. Tehlikeler karşısında yalnızız” diyerek başlıyor konuşmasına Cansu.

Cansu bir kurumda kurye olarak çalışıyor. 4 yıldan fazla olmuş çalışmaya başlayalı, başlıyor anlatmaya: “İş bulmakta çok zorlandım KPSS’de 90 almama rağmen mülakatlarda hep kaldım, torpilim yoktu başarılı olmama rağmen yerleşemedim istediğim yerlere. Annem destekti her zaman ama az olan geliriyle daha ne kadar destek olacaktı bana. Babam destek olmadı maddi manevi. Son çare buraya başvurdum, şehir değiştirdim. Endişe, korku, umutsuzluk ama en çok da beni düşündüren sahada çalıştığım için tehlikeli durumlar karşısında nasıl koruyacaktım kendimi. İş yerimde kurye olarak çoğunlukla erkek çalışan var. 9 kadın çalışan 100’ün üzerinde erkek. Artık kadınları içeride çalışması için alıyorlar. Sebebi belli değil mi aslında! Bizlere işe girişte sözleşme imzalatıyorlar. Sözleşme de kendilerini garanti altına alıyorlar ama bizleri yok sayıyorlar. Tehdide, tacize, hakarete maruz kalıyoruz”. Cansu başından geçen bir olayı anlatmaya devam ediyor:

“Her şehirde sürgün yeri olarak belirlenen mahalleler vardır. Benim dağıtıma çıktığım mahalle işte bu mahallerden, uyuşturucu yeri olarak biliniyor. Evrak götürmüştüm oraya. Adama avukattan gelen evrakları verdiğimde beni ölümle tehdit etmeye başladı. Burası küçük yer olduğundan bir şekilde numaramı bulmuş ve tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. Çalıştığım yer bir şey yapmadı. Ben kendi başımın çaresine kendim bakmalıydım. Evrakları geri alıp iade ettim ve o evde yaşamıyor diye bildirdim. Bir daha oraya gitmedim. Hatta o kadar korkmuştum ki şehir değiştirdim. Ama biliyorum ki şehir değiştirmekle bitmiyor, sahada çalışıyorsa bir kadın bu yaşadıklarım yaşayacaklarım kaçınılmaz değil. Böyle durumlar karşısında kendimizi korumak için hiçbir şey taşıyamıyoruz yanımızda, köpek savar cihazı hariç. Bizlerin köpeklerden korunmaya ihtiyacı yok”.

‘NE TEHDİT BİTİYOR NE DE TACİZ!’

Sözlü tacizlerin de çok olduğunu belirtiyor Cansu. “Evli misin? Ben yeni boşandım. İçki ısmarlayayım mı?” gibi sorularla sık sık karşılaştığını söylüyor. Yaşadığım bir olayı daha anlatayım diyerek devam ediyor:

“60-70 yaşlarında bir sitede güvenlik görevlisi bir adam. Damadı kızını öldürmüş. Kızı yaşındayım ben. Bir baba gibi davranacağını bekliyorum doğal olarak. Önce sözlü tacizleri başladı daha sonra öpmeye kalkıştı beni. Bir daha oraya da uğramadım. Böyle durumların olduğu yerleri belirliyoruz kadın iş arkadaşlarımızla, erkek arkadaşlarımıza rica ediyoruz sonraki dağıtımı onlar yapıyorlar”.

‘BU NASIL ADALET, BU NASIL EŞİTLİK?’

Ben ve diğer arkadaşlarım yıllarını verdi bu iş yerine. Tüm zorlu çalışma koşullarına rağmen devam ettik, ediyoruz, iş bulmak kolay değil. Buna rağmen bir adım ileri gidemedik. Yeni birini aldılar işe üzerinden 2 ay geçmesine rağmen terfi etti. Torpilin yoksa adım atmak bir yana haklarımızın hiçbirinden faydalanamıyoruz. Cumartesi günleri zorunlu mesaiye bırakıyorlar bizleri. Normalde böyle bir zorunluluk yok. Sadece çocuklu çalışanlar zorunlu mesai yapmıyor. Erken emeklilik, yıpranma payı sahada çalışanlar için gerekli. Son zamanlar yorgunluktan bacaklarım titremeye başladı, motosikleti nasıl kullanacağım diye düşünüyorum çoğu zaman. İşim gereği sürekli motosiklette oluyorum, yorgunluktan üzerinde uyukluyorum kazalara sebebiyet verebiliyor bu durum. Kötü hava koşullarında da çalışmakta kolay olmuyor. Çalışanların bazılarına araba veriyorlar bazılarına motosiklet. Don olduğunda araba kullanan arkadaşlarımdan yardım istiyorum. Bir defasında yokuş olan bir eve kargo götürecektim yerler buzdu oraya sürünerek gitmek zorunda kalmıştım.

Cansu ile çalışma koşullarının zorluğundan, güvencesiz çalışma koşullarından, kadın ve erkeğin diğer alanlarda olduğu gibi çalışma alanında da eşit olmadığından bahsettik. Baskılar, tacizler, tehditler biz kadınların çalışmasını engelleyemeyecek. Mücadele etmeye ve sesimizi duyurmaya devam edeceğiz diyerek sohbetimizi bitiriyoruz.