Küçükçekmece Ekmek ve Gül Grubunun çağrısıyla İşçi Kadın Forumunda bir araya gelen kadınlar editörümüz Sevda Karaca ve Avukat Gülşah Kaya ile krizin işyerinde ve ilişkilerinde şiddeti nasıl etkilediğini, şiddet karşısında dayanışmayı ve haklarını konuştular.
Tekstil, gıda, depo gibi çeşitli sektörlerde ve hizmet işkolunda çalışan kadınların katıldığı buluşma, sürekli değişen vardiya saatleri, ev içinde bitmeyen iş yükü nedeniyle kadınların kendilerini ayıracakları bir vakti ayarlamak için bile ne kadar çok organizasyon yapmak zorunda kaldıklarını da gösterdi.
Editörümüz Sevda Karaca, geçtiğimiz gün intihar eden sözleşmeli öğretmen Saadet H.’nin “Her gün pamuk ipliğine bağlısın sözünü duymaktan bıktım” sözüne atıf yaparak kadınların hayatını pamuk ipliğine bağlayan politikaları hatırlattı. Son 20 yıldır yaşanan dönüşümün eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, kamusal alan açısından nasıl etkiler yarattığını, bu etkilerin kadınların yüklerini nasıl anlattığını örneklerle anlatan Karaca, krizle birlikte şiddetin nasıl boyutlandığını verilerle, çeşitli işkollarından örneklerle aktardı.
Avukat Gülşah Kaya, son günlerde saldırı altında olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın içeriğiyle ve önemiyle ilgili bilgi verdi. Bu yasaların ortadan kaldırılması için yürütülen kampanyalarla kadınların hayatını “ailenin bekasına” bağlayan politikaların nasıl iç içe geçtiğini tartışan kadınlar, kriz döneminde artan yükler ve azalan gelirler nedeniyle ailelerine daha bağımlı hale gelmenin yarattığı zorlukları anlattılar.
Depo işçisi bir kadın “İşyerinde sürekli dert tasa… İnsan bir yerde ‘yeter artık’ demek istiyor. Mesela benim şiddet gördüğü için boşanmış bir arkadaşım var, iki çocuğuna kendisi bakıyor. Bir şey yapmak istesek ‘Ben katılamam’ diyor haliyle. Neden? Çünkü ne eski kocasından, ne ailesinden, ne işyerinden, ne devletten bir nebze katkı görmüyor. Herkesin durumu giderek kötüye gidiyor, hepimizin durumu birbirinden kötü ama ‘hadi bir şeyler yapalım’ diyen işçiye ‘Senin tuzun kuru’ diyebiliyor diğer işçiler. Kimsenin tuzu kuru falan değil. Tuzumuz yok. Kalmadı. Ama işte bizi bu duruma getirenlerden değil, birbirimizden çıkarıyoruz acısını. Ben dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir patlama noktası bekliyorum. Çünkü herkes, özellikle kadınlar çok birikti” diye anlattı fabrikadaki durumu.
Kadınlar etraflarındaki bütün kadınların şiddetten, tacizden, yoksulluktan, çocuklara bir gelecek sağlayamamaktan şikayet ettiğini anlatırken, bu şikayetlerin birlikte bir harekete dönüşmesinin nasıl mümkün olabileceğini de tartıştılar. Bir süredir küçük bir kitap okuma grubunda birlikte okumalar yapan hizmet işkolundan kadınlar, küçük birliklerin hayatlarını değiştirmek için dayanak noktası olabileceğinin örneklerini verdiler. “Sadece bir kitap okuma diyebilirsin, ama biz bu vesileyle sürekli yalnızlaştırılmaya çalışıldığımız bir ortamda yalnız kalmaya karşı direnmiş oluyoruz. Birbirimizi güçlendiriyoruz” diye anlatan kadınlar, çevrelerindeki kadınların da haklarını öğrenebilmesi için böyle etkinlikleri yapmaya devam edeceklerini söylediler.
İlgili haberler
25 KASIM ETKİNLİKLERİ: Nerede, ne zaman?
25 Kasım’a doğru kadınlar kolları sıvadı; kahvaltılar, söyleşiler, paneller, yürüyüşler... Kadınlar...
Esenyalı’da kadınlardan erbaneli yürüyüş
25 Kasım öncesi Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği çağrısıyla bir araya gelen Esenyalı Mahallesinden k...
Esenyurt’ta kadınlar kahvaltıda buluştu
Esenyurt’ta emekçi kadınlar kahvaltıda bir araya gelerek 25 Kasım öncesi şiddeti konuştu.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.