Gaziantep’te ayrılmak istediği eşi Ali Özahi ile tartıştıktan sonra balkondan düşerek yaşamını yitiren Sezay Koçak’ın ölümüne ilişkin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği takipsizlik kararı bozuldu, soruşturma genişletilerek yeniden yürütülmek üzere başsavcılığa geri gönderildi. Yaşanan süreci Ekmek ve Gül’e değerlendiren Sezay Koçak’ın kardeşi Neveser Özyalçın ise bu defa adil bir soruşturma yürütülmesini istedi.

İki çocuk annesi Sezay Koçak Özahi, 3 Eylül 2020 tarihinde evinin balkonundan şüpheli biçimde düşerek hayatını kaybetmişti. Olay gecesi evde bulunan eşi Ali Özahi, yakınları Emrah Özahi ve Didem Özahi hakkında kasten öldürme ve intihara yönlendirme suçlamasıyla başlatılan soruşturmada 8 Kasım 2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verilmişti. Şüpheliler hakkında 5 ay önce, Koçak’ın intihar etmesi için kendisini teşvik eden kimsenin olmadığı, yaşadığı psikolojik buhran sebebiyle balkondan atlaması sonucu hayatını kaybettiği kaydedilerek takipsizlik kararı çıkarılmıştı. Koçak ailesinin karara itirazı sonucunda Gaziantep 4. Sulh Ceza Hakimliği takipsizlik kararını kaldırarak soruşturmanın genişletilerek yeniden yürütülmesini istedi.

‘SEZAY ALDATILDIĞINI BİLİYOR HER ŞEYİ KAYDEDİYORDU’

Olaya ve yürütülen soruşturmaya dair Ekmek ve Gül’e konuşan Sezay Koçak’ın kardeşi Neveser Özyalçın adalet arayışlarından vazgeçmeyeceğini ve dosyanın takibini bırakmayacağını söyledi. 2 yıldır doğru bir soruşturma yürütülmediğini ve yapılasını gereken hiçbir şeyin yapılmadığını belirten Neveser Özyalçın süreci anlattı: “Olayın yaşandığı gece annem ve babam Sezay’a ulaşamayıp Ali’yle ilgili sorunları da bildiklerinden beni arayıp “Sezay’ı ara yanımıza gelsin, bıraksın o adamı, bizim telefonumuzu açmıyor sen ara” dediler. Ben de Sezay’a ulaşamadım, mesaj attım ve mesaj görüldükten hemen sonra Ali’nin kardeşi Emrah beni arayıp hastanede olduklarını söyledi. Sezay hastanedeyken telefonu açık ve onlardaydı. Ben telefonda Emrah’a neden hastanede olduklarını bile sormadım, aklıma hiç kötü bir şey gelmedi. Balkondan düştüğünü öğrendiğimde yine hiç kötü bir şey olduğunu düşünmedim. Benim için Sezay ölümsüzdü ona hiçbir şey olmazdı. Emrah bana “Tartışıyorlardı, karşıdan sesi duyduk. Didem, gidip ayıralım, dedi o yüzden gittik. Sonra Sezay kendini birden aşağı attı” dedi. Hastaneye gittiğimizde tüm aileleri, bir sürü akrabaları toplanmış kendi aralarında istişare ediyorlardı. Sezay’ın öldüğünü öğrendiğimizde hepsi gitti, tek bir kişi kalmadı. Sezay öldükten sonraki 15 gün bize hiçbir şey söylenmedi. Nasıl öldüğüne dair bir bilgimiz yoktu. Telefon hattı hâlâ kullanılıyordu. Sosyal medya hesapları da kullanılıyordu. Sezay, Ali’nin kendini aldattığını biliyordu, Ali’nin bazı şeylerini telefonuna ve bir defterine kaydettiğini biliyordum. Neler olduğunu öğrenmek için deftere ve telefonuna ulaşmak istedim ama “Telefondan haberimiz yok, bilmiyoruz” deyip evin savaş alanı gibi olduğunu temizletmeleri gerektiğini söylediler. Eve girmemize izin vermediler. Asla intihar ettiğine inanmamıştık. Bir kaza olduğunu, yanlışlıkla düştüğünü düşünüyorduk ve nasıl geliştiğini öğrenmek istedik. Fakat onların bu tavırları bizde cinayet şüphesini yarattı. 15 gün sonra savcılığa başvurduk intihar ettiğini düşünmediğimizi belirterek evinin ve telefonun araştırılmasını istedik. İlk gün evi temizlemişlerdi ve savcılık hiçbir inceleme yapmadığı için tek bir delil bulunamadı.”

‘SORUŞTURMA SAĞLIKLI YÜRÜTÜLMEDİ, OLAY ÖRTBAS EDİLMEYE ÇALIŞILDI’

Davadaki gizlilik kararından dolayı dosyadaki gelişmelerden daha önce haberleri olmadığını söyleyen Neveser Özyalçın “DNA raporunu şüpheli eş Ali Özahi’nin sosyal medyada paylaşmasıyla öğrendiklerini söyledi. Savcılığın doğru bir soruşturma için yapılması gereken birçok şeyi yapmadığını ve herkesin olayın üstünü örtmeye çalıştığını düşünen Neveser Özyalçın, “Sezay’ın tırnaklarının arasından 3 kişinin DNA’sı çıkmış. Ama o gece Sezay dışında evde olan diğer 3 kişinin DNA örneği şimdiye kadar hiç alınmamış. Öldürülen kadının telefonunu cinayet şüphelisi eşi kullanıyordu ama savcılık hiçbir şey yapmadı. Sezay’ın telefonunun şifresini kimse bilmediği için telefonu inceleyemediklerini söylediler bu sırada telefon kullanılıyordu bunu görüyorduk. Sezay’ın çocuğu şifreyi biliyordu ama bilmediğini söylemiş. Bu çocuğun ifadesi olaydan 120 gün sonra alındı ve bu süre boyunca babasıyla aynı evde yaşıyordu. Susturmaları zor değil.”

‘İNTİHAR DEĞİL CİNAYET!’
“Sezay’ın o gece üzerinden çıkan kıyafetlerini dahi incelemediler, ben verdim incelesinler diye. 2 görgü tanığı var ikisi de Ali’nin kiracısı olduklarından doğru ifade vermiyorlar. İfadelerinde Sezay’ın kendisini hızla balkondan aşağı attığını söylüyorlar ama elimde tanıklardan birinin bana gerçeği anlattığı anın video kaydı var. Bana Sezay’ın öldürüldüğünü düşündüğünü, kavga seslerini dinlediklerini ve Sezay’ın darp edildiğini duyduğunu ama Ali ev sahibi olduğu için korktuğunu söyledi. Diğer tanık da ifadesinde Sezay’ın kendisini aşağı attığını evdekilerin onu tutmaya çalıştığını ama başaramadığını söylemiş ama aynı ifadede itmeye çalışan biri olsa da göremezdim çünkü balkon çok karanlıktı yazıyor. Balkon karanlıksa, itmeye çalışan birini göremiyorsa tutmaya çalışan birini nasıl gördü, Sezay’ın kendisini attığından nasıl emin olabiliyor ben anlamıyorum. Karşı binadan Emrah ve Didem’in kızı da tanık ve o da ifadesinde Sezay’ın kendisini attığını ve yine karanlıktan başka kimseyi görmediğini söylüyor. Ali’nin söylediğine göre Sezay mutfaktan bıçak almış, “Sizi öldüreceğim” gibi bir ifade kullanmış. O evde nasıl bir tartışma döndü ki Sezay bunu söylemiş? Sizi öldüreceğim dedikten sonra kendini balkondan aşağı atmış olması bana mantıklı gelmiyor” diyen Neveser Özyalçın, ablası Sezay Koçak’ın ölümüne intihar denilmesini asla kabul etmediğini belirtti.

‘SAKLADIKLARI CİDDİ BİR SUÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’

Cinayet şüphelisi eş Ali Özahi’nin sakladığı ciddi bir suç olduğunu düşünen Neveser Özyalçın ablasının ölümünün bu sırla ilgili olabileceğini söyleyerek “Sezay ölmeden önce Ali’nin ilişkilerinin kanıtlarını bize göstermiş her şeyi anlatmıştı. O gece o evde ne oldu, Sezay başka ne öğrendi de canından oldu bilmek istiyoruz. Tüm tartışmalarında Ali’nin kardeşi Emrah beni arayıp ikisini barıştırmamı ister haber verirdi. Emrah daha önceki tartışmalarından birinde beni arayıp “Gel bir şey yap Ali’ye bir şey olmaz ama duyulursa benim kariyerim biter” demişti. Ali’nin öğrenilmesinden korktukları ciddi bir suç işlediğini düşünüyorum. Sezay’ın da o gece bunu öğrendiğini ve tartışmanın o yüzden yaşandığını düşünüyorum fakat savcılık soruşturmayı doğru bir şekilde yürütmediği için hiçbir şey bilmiyoruz. Ben Sivas’ta yaşıyorum her tartışmada Emrah beni Sivas’tan Antep’e çağırırdı ama o gece Antep’te ve Sezay’ın evine çok yakın bir yerde olmama rağmen beni aramadı, hiçbir şey bilmiyordum. Evin önünde 25 dakika ambulans beklemişler. Kavga esnasında evde olmayan Ali’nin arkadaşları ve akrabaları da ambulans geldiğinde oradaymış ama hastaneye gidilene kadar beni arayıp haber veren kimse olmadı. Neyi saklıyorlardı, neyi öğrenmemden duymamdan korktular da beni aramadılar” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

‘YASINI TUTUP HAYATIMIZA DEVAM EDEMEDİK’

2 çocuk annesi Sezay Koçak’ın ölümünden bu yana yeğenleriyle görüşemediğini söyleyen Neveser Özyalçın “5 ay önce takipsizlik kararı çıktıktan sonra biz programlarda konuşmaya gazetelere röportaj vermeye devam ettik ve bizi sürekli olarak onlara hakaret ettiğimiz, onları tehdit ettiğimiz, adlarını kirlettiğimiz yönünde şikayet ettiler. Tüm aile her hafta ifade vermeye gidiyoruz. Benim ablam öldü ama yasını tutup hayatımıza devam edemiyoruz çünkü ortada bir cinayet var. 2 yıldır doğru bir soruşturma yürütülmediği için sürekli mücadele etmek zorundayız. Çocuklarla görüşemiyoruz. Oğlu olaya tanık olduğu için asla 2 yıldır görüşmemize izin vermiyorlar, bize bir şey anlatmasından korkuyorlar. Küçük kızını ise son 2 yılda sadece 1 kez gördük” dedi.

‘İKTİDAR KADINLARA KORKU İÇİNDE YAŞAMAYI REVA GÖRÜYOR’
Her geçen yıl artarak devam eden kadın cinayetlerinden iktidarı sorumlu tutan Neveser Özyalçın “5 ay önce takipsizlik kararı çıktığında ben umudumu kaybetmiştim, vazgeçmeye yaklaşıyordum. Ama itirazımız sonucu soruşturma yeniden başlıyor. Tüm bu süreç boyunca asla yalnız kalmadık. Pek çok kadın örgütü bizi ziyaret etti ve desteğini sundu. İktidar partisi başa geldiğinden beri kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Kadınlara korku içinde yaşamayı ve öldürülmeyi reva gören hükümeti kınıyorum. Tüm bu olayları öylece oturup izleyemeyiz” diye konuştu.

‘ADALET YERİNİ BULANA KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK’

Davanın yeniden soruşturulmaya başlamasıyla ilgili konuşan Neveser Özyalçın, bu defa adil, doğru bir soruşturma yürütülmesini istediklerini söyleyerek “Soruşturma yeniden başladı ve 2 yıldır yapılmayan her şeye yapılacak şimdi. Kamera kaydı alınmamış, nasıl düştüğünü incelemek üzere uzman bile gönderilmemiş daha önce. Şimdi dosyada eksik olan her şey yazılmış hiçbir şeyin daha önce yapılmadığını öğrendik. Yeniden yapılacak olan soruşturmada bu kez adil ve doğru bir şekilde ilerlenmesini istiyoruz. Adalet yerini bulana kadar, ailemizde herkes ölse tek bir kişi bile kalsak asla vazgeçmeyeceğiz. Sezay’a ne yaptılarsa cezasını çekecekler. Kaç yıl geçerse geçsin ben ablamdan vazgeçmeyeceğim, bu dosyanın peşini asla bırakmayacağım” diyerek adalet arayışlarından vazgeçmeyeceğini belirtti.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül