İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne yönelik etkinlik düzenlendik. Etkinliğimiz farklı bölümlerden kadınların katılımıyla gerçekleşti. Konuşmacımız Şengül Karadağ ile "Şiddete karşı hayır diyebiliyor muyuz, şiddetin kaynağı nedir?" gibi soruları açıklığa kavuştururken aslında fark ettim ki şiddet ev, okul, işyeri yani hangi alanda olursa olsun politikadan bağımsız değil. Bir diğer bahsedilen konu üretim araçlarına sahip olan kesimin aslında o toplumda egemen olduğuydu.
Yaşadığımız kapitalist sistemin doğurduğu eşitsizlik en çok da biz kadınların hayatına dokunuyor. Eşitsizlik ücret almadan hayatımızın her alanına dağılıyor. “Peki biz tüm bunlara hayır diyebiliyor muyuz veya hayır dememize engel olan ne?” sorusu sorulduğunda uzun uzun içimde bunu yoklama ihtiyacı hissettim. Kendi gündelik hayatımda o kadar fazla yaftalamaya maruz kalıyordum ki bazen hangi birine hayır diyeceğimi şaşırıyordum. Aynı şeyleri diğer arkadaşların da düşündüğünü gördüm. Peki neden birleşme konusunda hep sorun yaşıyorduk? Bunu düşünürken acaba “kadın kadının kurdudur” gibi dayatmaların bunda bir payı olabilir mi diye düşündüm. Elbet etkisi vardır ama bundan eminim ki “Kadın kadının kurdu değil, yurdudur".
Ülkede yaşanan onca baskıya, yasağa rağmen biz kadınlar en azından kulüp etkinliğinde bir araya gelip konuşup tartışabiliyorsak, biz ancak birbirimizin yurdu oluruz. Bu yüzden de bizler bulunduğumuz her alanda yan yana gelmeye, mücadeleyi büyütmeye gayret ettiğimizde birçok şeyin üstesinden gelebileceğiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.