Cumhur İttifakının en tartışmalı katılımcılarından biri HÜDA PAR. AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adaylarını kendi listelerinden dahil ettikleri HÜDA PAR ile ilgili, “Teröre bulaşmış bir yapıları yok. Söylemlerinde sıkıntı olabilir ama biz onların söylemlerini kabul etmek zorunda değiliz” demiş olsa da HÜDA PAR’ın kadınlar ile ilgili söylemlerinden AKP’nin rahatsızlık duymadığını söyleyebiliriz. Zira, Yeniden Refah Partisi ile, AKP ve HÜDA PAR söz konusu kadın politikaları olduğunda belli bir zemin üzerinde uzlaşma sağlayabilmiş bir ittifak: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair Kanun’un hedefe alınması, nafaka yükümlülüğü, çocukla evlenen ve cezaevinde olan “mağdur” erkekler gibi...
Gerek AKP, gerekse YRP’nin beyannamesinde olduğu gibi HÜDA PAR seçim beyannamesinde de kadına, “manevi ve ahlaki değerlerle donatılmış bireylerin yetiştirmesi” görevi ile, “kadının hak ettiği yerde olması ve en asli vazifesini yerine getirebilmesi, sosyal politikamızın esasları arasındadır” denilerek, ev adres gösteriyor. HÜDA PAR, kadının toplum içinde yer elde etmesinin yolunun önce aile içinden, evden geçmesi gerektiğini belirtiyor. Bu, AKP’nin 20 yıldır uyguladığı politikalarla da uyumlu.
OECD verilerine göre, Türkiye’de erkek istihdamı yüzde 70,7 iken kadın istihdamı yüzde 34,3. 2022 yılının son 3 ayındaki verilere göre 9 milyon 663 bin kadın, ev işleri nedeniyle, 2 milyon 286 bin kadın ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını söylüyor. Kadın istihdamının da yüzde 32,5’i kayıt dışı çalışırken, HÜDA PAR’ın seçim beyannamesinde, “kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir” diye siyasi iktidarı uyarması, kadının çalışma hayatına katılmasını daha da azaltacak düzenlemelerin hayata geçirilmesini istediğini gösteriyor.
Beyannamede geçen ifade ile, “Bayanların okur-yazarlık oranı ve eğitim düzeyi arttırılmalıdır” derken, bunun “yarardan çok zarar getirdiği tespit edilen zorunlu karma eğitim dayatmasından ve bu yönde ebeveynlerin iradesine ipotek konulmasından vazgeçilerek” yapılmasını gerektiğini söylüyor.
ÇOCUK İSTİSMARININ EVLİLİKLE AFFI, HÜDA PAR’IN ‘AİLE POLİTİKASI’
Evlenme ve aile kurma hakkı başlığı altında düzenlenen bölümde, “Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir” deniliyor. Ancak, burada geçen “evlenme çağı”nın hangi çağ olduğunu HÜDA PAR Genel Başkanı’nın açıklamalarından biliyoruz. Katıldığı bir online programda, program sunucusunun "Bazı cemaatlerin çocuk yaşta evliliklere izin vermesi konusunda neler düşünüyorsunuz?” sorusuna HÜDA PAR Genel Başkanı şu yanıtı veriyor: “Kaç yaşında çocuk, neye göre çocuk, kime göre çocuk? Şimdi bazıları 20 yaşındadır ama hâlâ çocuktur, bazısı 15 yaşındadır ama olgundur.” “…ben hukuk fakültesinde okuduğum dönemde kız çocuklarının 15, erkek çocuklarının 16 yaşında kanunen evlenmelerine imkan vardı” diyerek buna ilişkin yasal bir düzenlemenin de olabileceğine işaret ediyor. “Ben hukuk fakültesindeyken de kendisine tecavüz eden kişi ile evlendirilmesi halinde erkeğe ceza verilmezdi. Veya evlilik birliğinin reisi erkekti, kadın çalışmak için kocanın iznini almak zorundaydı…” Bu örnekler gösteriyor ki kadınların mücadelesi ile kazanılmış hakların yürürlükte olmasının tek garantisi yine kadınların mücadelesinin bu karanlık ittifaklara karşı devam etmesi.
Seçim beyannamesinde yer alan, “18 yaşını doldurmadan evlendiği için kocası cezaevine atılan binlerce kadının ve babasız kalan çocukların mağduriyetleri giderilmeli” şeklindeki öneri de AKP ile uzlaşılan bir başka “mağdur erkek” meselesi. 2016 yılından beri Meclis gündemine getirilen bu konuya dair dönemin (ve günümüzün) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” sözleriyle savunmuştu. Burada esas mağduriyet, kız çocukları için mevcut yasaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmaması, suç gerçekleştiği anda “aile içinde çözülür” yaklaşımıyla gerekli müdahalenin yapılmaması, devletin suça maruz kalan kız çocukları için gerekli destekleri sağlamaması ile yaratılıyor.
Kaldı ki bu durumda 2016 yılında “3 bin ailenin mağduriyetlerinden” bahsediliyorken, bu “mağdur” diye ifade edilen ancak istismar faili nüfusun günümüzde daha da artması ise, ısıtılıp ısıtılıp sunulan bu affın “nasılsa geleceği” düşüncesiyle oluyor. Yani cezasızlık ile istismar teşvik ediliyor. HÜDA PAR’ın beyannamesinde yer alan “Aileyi koruma adına yapılan düzenlemeler inancımız ve örfümüz dikkate alınarak hazırlanmalıdır” önerisi de çocuk yaşta yapılan evliliklerin de bu kapsamada ele alınmasının önerisidir.
“Seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır.”; “Aileyi Koruma Kanunu adıyla yürürlüğe konulan ancak şu ana kadarki uygulamalarıyla aile kurumunu dinamitleyen kanun lağvedilmelidir” gibi öneriler, yasal kazanımlarımızın ne kadar tehlikede olduğunu gösteriyor.
Fotoğraf: Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, AKP Genel Merkezi önünde (@HurDavaPartisi/Twitter)
İlgili haberler
AKP seçim beyannamesinde kadınlar-1 | ‘Aile bütünl...
AKP'nin seçim beyannamesi kadınlara ne söylüyor? Beyannamede kadınlar ve kadın hakları nasıl yer alı...
Yeniden Refah Partisinin beyannamesi: Kadının sade...
Cumhur ittifakının yeni üyesi Yeniden Refah Partisinin seçim beyannamesinde kadınlar nasıl yer alıyo...
Aday listeleri ve seçim beyannameleri ‘kadınları’...
Yanıtı kadın örgütleri veriyor: Canan Güllü, seçmen listeleri için ‘kotaya sıkıştırılmış kadınlar’ y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.