Kayseri’de kadınlar, Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla kadınlar, 25 Kasım Kadın Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Gültepe Kültür Merkezi’nde bir araya geldi. Gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen kadınlar, “birlikte güçlüyüz, haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” dedi. Konuşmalar, tiyatro gösterisi, şiir ve müzik dinletisinin gerçekleştirildiği etkinliğe karlı hava koşullarına rağmen 250 civarında katılım oldu.
Açılış konuşmasını Ekmek ve Gül Kayseri adına yapan Eylem Sarıoğlu, “Özgürlük, direniş, mücadele, cesaret kelimeleri aslında bizim hayatımızın tam merkezinde duruyor. Bu kelimeler Mirabal kardeşleri tanımlar. Mirabal kardeşler, Dominik’te diktatörlüğe karşı halkların; eşit, özgür, bağımsız şekilde yaşaması için mücadele veren kız kardeşlerdi. 25 Kasım 1960’da kaza süsü verilen bir cinayette ölüme mahkum edildiler. Kız kardeşlerimiz; eşitlik ve özgürlük mücadelesini bizlere miras bıraktılar. 25 Kasım, onların mücadelesini yaşatmak ve ortaya koyduğu platformu hayata geçirmek üzere dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddet karşıtı bir gün olarak mücadele ve dayanışma günü olarak ilan edildi” dedi.
‘GERÇEK ADALET İSTİYORUZ’
Sarıoğlu’nun konuşmasını tamamı şöyle: “Her gün kadınlar, eşitsizliğe, şiddete, ayrımcılığa uğruyor. 1908 yılında 15 bin kadın işçi, oy hakkı, ücretlerde adalet, daha iyi bir yaşam hakkı, doğum izni için greve çıktılar. Kadınların sloganı ‘ekmek istiyoruz, gül istiyoruz’du. O günden sonra biçimi değişse de niteliği değişse de ekmek de gül de biz kadınların talebi haline geldi. Biz de bayrağı 1908 yılından beri dalgalandıran işçi kadınların temsilcileriyiz. Bizler kimiz? Bizler her gün, yok sayılan, eve hapsedilmeye çalışılan ama buna rağmen mücadele eden kadınlarız. İktidarın siz eşit değilsiniz, ‘kadın ve erkek eşit olamaz’ diye yaftaladığı buna rağmen ‘eşitlik istiyoruz’ diyen mücadele eden kadınlarız. Bizler; çantalarında uzaklaştırma kararlarıyla ölen ve bunu pişkince kapıyı açtıkları için öldürülen kadınları suçlayan iktidara karşı; biz sizin adalet sisteminizi tanımıyoruz, ‘gerçek adalet istiyoruz’ diyen kadınlarız.
FİLİSTİN’DE DİRENEN, KAYYIMA KARŞI ÇIKAN KADINLARIZ
5 yaşındaki çocuğunu, 7 yaşındaki çocuğuna emanet edip işe gitmek zorunda kalan, evde çıkan yangında çocuklarını kaybeden, her şey para değil diye suçlanan kadınlarız. Her yerde kreş istiyoruz, güvenceli yaşam istiyoruz. Bizler; ucuz iş gücü olarak görülen, evde esnek çalıştırılan hem ev işlerini yapsın hem de sermayenin ihtiyaçlarını gidersin diye bakılan kadınlarız ama 8 saat iş günü, güvenceli iş, sendika istiyoruz, eşit işe eşit ücret istiyoruz diyen kadınlarız. Bizler Siyonist İsrail’in, işbirlikçilerinin üzerine bomba yağdırdığı Filistinli kadınlarız. Buna rağmen, yaşasın özgür Filistin, yaşasın intifada mücadelemiz diyen Filistinli kadınlarız. Bizler; toprağına, suyuna, ağacına, ormanına göz dikilen kadınlarız. Buna rağmen, o ağaca sarılıp köklerimizi bu topraktan sökemezsiniz diyen kadınlarız. Bizler, her gün öldürülen, yok sayılan, ayrımcılığa uğrayan, bugüne kadar ayrımcılığın ortadan kaldırılması için mücadele etmiş ve mücadeleye devam edecek kadınlarız.
‘YAŞAMIN HER ALANINDA ŞİDDETE KARŞI DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Bizler haklarımızdan ve hayatlarımızdan asla vazgeçmiyoruz diyen kadınlarız. Yan yana bu şiarlarla gelen, alanları dolduran, birbirimizin elinden tutan, birbirimize güç veren, destek olan ve daha güzel bir ülkeyi, yaşamı kurmak için bir araya gelen kadınlarız. Ertesi gün çocuğumuzun çantasına ne koyacağız diye düşünen kadınlarız. Buna rağmen, bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek için imza toplayan, kampanya sürdüren kadınlarız. Her sorun karşısında, cesaretimizle, umudumuzla, saldırılara karşı mücadele etmeyi dert edinmiş kadınlarız. Esenyurt’tan Hakkari’ye, Mardin’den Dersim’e iradesi yok sayılan, kayyımlarla seçme ve seçilme hakkı elinden alınmış kadınlarız. Buna rağmen ‘irademizi size teslim etmiyoruz, bu da size dert olsun’ diyen kadınlarız. Bizler yaşamın her alanındayız. Bugün olduğu gibi şiddete karşı bir arada olmaya devam edeceğiz.”
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
Etkinlikte konuşan Eğitim Sen Kayseri Şube Yöneticisi, Kadın Komisyonu Sekreteri Belkıs Karabulut, “2024 Ocak ayından beri Türkiye’de 406 kadın öldürüldü. 39 çocuk öldürüldü. İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede kaldırırsanız, 6284’ü etkin bir şekilde uygulamazsanız, kadın ve çocuğun üstün yararını gözeten politikalar üretmezseniz cinayetlerin önü açılır. ‘Kadın cinayetleri politiktir’ diyoruz. Birlikte, omuz omuza mücadele ediyoruz. ‘Emeğimiz, kimliğimiz bizimdir’ demek için eşitlik için, depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hâlâ inşa edilemeyen kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınlar için, ne giyeceğimize, nasıl doğuracağımıza, nasıl yaşayacağımız karar vermelerine dur demek için, her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için artık yeter diyoruz. Yaşasın kadın dayanışması” diye konuştu.
‘KORUYUCU ÖNLEMLER ALINSIN, CAYDIRICI CEZALAR VERİLSİN’
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu ise yaptığı konuşmasa, “Çalışmalarımızı kadınların güçlenmesi için sürdürüyoruz. Kadınların eşitliği için imza attığımız uluslararası sözleşmeleri yaygınlaştırılması ve bilinmesi üzerine çalışmalar yapmaktayız. Şiddetin önlenebileceğini biliyoruz. Özellikle koruyucu önlemlerin alınması, cezaların etkin olarak uygulanması, caydırıcı cezalar olması gerektiğini savunuyoruz. Eşitlik için kararlı bir politika olmasını savunuyoruz” dedi.
'ŞİDDETE KARŞI SUSMAYACAĞIZ'
Kayseri KİGDER Başkanı Sema Karaoğlu, “Yoğun kar altında, bu soğukta böylesi bir etkinliği düzenleyen Ekmek ve Gül Kayseri kadınlarına yürekten teşekkür ediyorum. Kadına şiddet bireysel bir problem değil, toplumsal bir yara, küresel bir kriz. Üç kadından biri yaşamı boyunca fiziksel ya da cinsel şiddete uğruyor. Susmak zorunda bırakılan kadınların sesi olmak için sesini büyütmek için buradayız. Kadınlar olarak katlediliyoruz. Bireysel olarak soruluyor, ‘ben ne yapabilirim tek başıma’ diye. Şiddete karşı susmayacağız, mutlaka dayanışma ve birlikte mücadele ederek çözümler arayacağız. Sevgiyle, mücadeleyle, dayanışmayla... Herkese teşekkürler” ifadelerini kullandı.
Şiir dinletisi ile devam eden etkinlik, Ozan Ali Doğu Arat ve Havin Zilan İlhan’ın Çıkış adlı tiyatro oyunu ile sürdü. Tiyatro oyunu ardından müzik dinletisi ile etkinlik son buldu.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.