Dünyanın en eski mesleklerinden biri ebelik. 21-28 Nisan arası da Ebelik Haftası olarak kutlanıyor. Batı dilinde ebenin karşılığı olarak ‘Midwife’ sözcüğü kullanılıyor. Doğuran bir kadınla birlikte olan kadın anlamına gelen sözcük aynı zamanda ‘ebe’ anlamına da geliyor.
Mesleğin her aşamasında 27 yıl çalışmış Akgül Kuru Oktay ile sağlık sisteminde ebelerin yerini ve mesleki sorunlarını konuştuk.
Tüm dünyada uygulanan neoliberal politikaların sonucu sağlık alanında reformlar yapılmaya başlandığını belirten Oktay, ülkemizde de bu reformların sağlıkta dönüşüm programıyla gündeme geldiğini söyledi. Ebeliğin de bu reformlardan nasibini aldığını belirten Oktay “Sağlıkta dönüşüm programı kapsamında uygulanan aile hekimliği modelinde ebeler ‘aile sağlığı elemanı’ olarak nitelendirilerek mesleki kimlikleri yok sayılmış, görevleri herhangi bir sağlık çalışanının yapabileceği düzeye indirgenmiştir” dedi.
‘MESLEĞİMİZ VASIFSIZLAŞTIRILIYOR’
Ebeleri çalıştırmanın aile hekiminin inisiyatifine bırakıldığını belirten Oktay, asistanların olmadığı kurumlarda ebelerin yaptırdığı doğumların performans nedeniyle hekimlerin üzerinde göründüğüne dikkat çekti. Oktay, doğumhanelerin 7/24 kesintisiz acil hizmet veren birimler olmasına rağmen nöbet ücretlerinde özellikli birim farkından yararlanamadıklarını söyleyerek “Ebeliğin en büyük sorunu, tanımlanmış yetkileri olmasına rağmen bağımsız rollerini ve mesleki otonomiyi yeterince kullanamamasıdır. Bu da mesleği vasıfsızlaştırmakta ve mesleki ilerlemeleri engellemektedir. Sağlık hizmetlerinin yönetiminde ebelere yer verilmemektedir” diye konuştu.
Fotoğraf: Pixabay
‘ALAN DIŞI ÇALIŞTIRILIYORUZ’
Ebelerin bazı yasa ve yönetmeliklerde hemşirelikle görev karmaşasına yol açan ifadeler nedeniyle kurum ihtiyacı doğrultusunda alan dışı çalıştırıldığı biliniyor. Ancak ebe oldukları için de kurs, eğitim ve sertifikasyon programlarından yeterince yararlanamadıklarını belirten Oktay, “Eğitimleri farklı olan bu iki mesleğin ‘Birbirini ikame eden sağlık iş gücü’ olarak kullanılması ‘mesleki istihdam’ sorunudur. Kadın doğum, en çok dava açılan alan olmasına rağmen ebelerin malpraktis sigortası yok. Hekimlerin yararlandığı bu sigortanın ebelerde olmayışı malpraktis davalarında mağduriyet oluşturmaktadır. Malpraktis davalarına bakan adli tıbbın 7-8. İhtisas Kurulunda ebe olmadığı için, ebelikle ilgili kanaat raporunu başka branştaki hekimler yazmaktadır” dedi.
‘ÖDEMELERDE ADALETSİZLİK VAR’
Pandemi mücadelesinde ebeler, salgının başından itibaren hem sürecin yönetiminde hem de izlemindeki tüm aşamalarda etkin rol aldı. Zamandan ve mekandan bağımsız olarak gebelik ve doğum hizmetlerinin sürekli olduğuna ve hiçbir zaman durmadığına dikkat çeken Oktay, salgın, afet gibi olağanüstü durumlarda bu hizmetlere gereksinimin daha çok arttığına vurgu yaptı. Pandemi sürecinde diğer sağlık emekçileri gibi ebelerin de Kovid-19 servislerinde görevlendirilip, hasta izlemleri ve filyasyon ekiplerinde yer aldığını aktaran Oktay, ebelerin maaş ve ek gelir ödemelerindeki adaletsizlikler, tavandan ek ödeme alındığına dair toplumda oluşturulan algı, Kovid-19’un meslek hastalığı sayılmaması gibi sorunlarla uğraştıklarını söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
‘MESLEĞİMİZE DEĞER VERİLMİYOR’
SES İzmir Şubesi Kadın Sekreteri Hülya Baran Ulaşoğlu, uzun yıllar ebe hemşire olarak görev yapmış. Halk sağlığı açısından dünyanın en değerli mesleğinin ebelik olduğunu söyleyen Ulaşoğlu, “Gelin görün ki halk sağlığına önem vermeyen sistem doğal olarak mesleğimize de değer vermiyor” dedi.
Ebelerin çocuk, gebe izlemleri, en ücra köylerde sağlıklı doğum, aşı ve aile planlaması gibi görevleri olduğunu aktaran Ulaşoğlu, “Ebeler bizim ülkemizde ne yazık ki en uzun çalışma saatlerine sahip ancak en az görünen bir meslek grubudur. Bu durum pandemiden önce de böyleydi, pandemiyle birlikte daha da arttı. Ebeler hastanelerde joker eleman gibidir. Çoğunlukla hemşirelerle karıştırılması bir yana yerine pandemide özellikle Kovid kliniklerinde de çok çalıştılar. Ancak yine görünmeyen jokerdiler” diye konuştu.
Pandemide halk sağlığının öneminin bir kere daha ortaya çıktığını söyleyen Ulaşoğlu, “Eğer birinci basamak sağlık hizmetleri tam donanımlı iş yapar halde olsa bugün pandemide bu kadar sorun yaşanmazdı. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin bel kemiği ebelerdir. Ebelik, aile sağlığı merkezlerinde sadece masabaşı işler yapan mesleki tanımını kaybeden ve aile sağlığı elemanına dönüşen bir meslek haline geldi. Mesleğimize ve kendi yaşamlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Sağlığın sosyal bir hak olduğunun kavranması mücadeleden geçiyor” dedi.
Ana fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Hemşireler/Ebeler Haftası’nda sağlık çalışanları h...
Tükenmişlik sendromu, güvencesizlik, baskı ile boğuşan hemşireler şiddet, OHAL, savaş, işsizlik, ağı...
Hindistan’ın ebeleri ayakta!
Haziran’dan beri tamamı kadın olan yerel sağlık çalışanları büyük eylemler gerçekleştiriyor. Bu eyle...
Ebe ve Hemşireler: Güvenli, güvenceli çalışma koşu...
Sağlık emekçileri, Ebe ve Hemşireler Haftası dolayısıyla Samatya ve Bakırköy’de basın açıklaması yap...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.