‘Bu yıl pırasa kemirmeye dur dediğimiz bir yıl olsun’
Satı ve Zehra yoksullukla geçen 2020 yılına karşı, 2021’nin mücadele dolu olması gerektiğini, pırasa kemirmeye mahkum yoksullukların son bulmasını istiyor.

Sene başında etkisini göstermeye başlayan ve gittikçe daha da artan pandemi ile birlikte krizin ve yoksulluğun iyice arttığı bir dönem oldu 2020 yılı. Yaşanan tüm bu süreçlerden en çok etkilenen ise yine kadınlar oldu. Pandemi ile artan işsizlik oranlarında en yüksek payı kadınlar oluştururken, ev işlerinde ise okulların da kapalı olması sebebiyle kadınların iş yükleri daha da arttı, kadına yönelik şiddet oranları yükseldi. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen kadınların umutları tükenmedi. Etimesgut İlçesi Oğuzlar Mahallesi’nde yaşayan kadınlarla 2020 yılını nasıl geçirdikleri, yeni yıla dair beklentileri ve dilekleri üzerine sohbet ettik. 

İki çocuk annesi, ev kadını olan Satı ile başladık sohbetimize. Satı’nın eşi asgari ücret ile bir fabrikada işçi olarak çalışıyor. 2020 onlar için zorlu bir yıl olmuş. İki kızı var. Özellikle uzaktan eğitim nedeniyle okul masrafları iyice artmış. Yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlatıyor: “Benim iki kızım var. Okulun verdiği kitaplar verimli değil, öğretmenler kitap önerisinde bulunuyorlar mecbur almak zorunda kalıyoruz. Aidatlar, faturalar zaten yüksek fiyatlarda geliyor, elektrik faturasının sadece 36 lirası dağıtım bedeli zaten. Mevcut asgari ücretle hiçbir şekilde ev dönmüyor. Eşim maaşını yeni aldı, elimize kalan 100 lira. Hiç hastalanmayacak mıyız? Başka bir şeye ihtiyaç olmayacak mı? Kıyafete hiç girmiyorum zaten, onlar için akrabalardan destek alıyoruz. Devlet tablet desteği sağlayacak dediler, defalarca başvurdum şu halimizle bize çıkmadı. Dersler online yapılıyor, akrabalardan rica ettim toplama bir bilgisayar bulduk ama o kadar eski ki çocuklar zar zor derslere giriyor. Pandeminin başında bireysel ihtiyaç kredisi almıştık şimdi onun geri ödemesi de geldi”.

 ‘TAVUĞU BİLE AYDA BİR KEZ ALIR OLDUK’

Türkiye şartlarında ihtiyaçları karşılamanın zor olduğunu söyleyen Satı, eve giren maaşın sağlıklı beslenebilmek için bile yetmediğini söylüyor: “Bizim için tavuk bile lüks oldu ayda bir kere zor yapıyoruz. Çocukların dersleri için internet bağlattık mecburen, benim televizyonum tüplü hala eşime diyorum keşke bir de LCD televizyonumuz olsa, internetten film açıp izlesek birlikte ama o bile lüks bizim için”.

‘KADINLAR KİMSENİN UMRUNDA DEĞİL’

Satı’nın bir dileği de kadına yönelik şiddetin bitmesi: “Şiddet çok arttı. Şiddet bitsin isterdim. İşsizlik, yoksulluk hep şiddeti arttıran şeyler. Devlet bu şiddet ve cinayetlere dair bir şey yapmıyor. Kadınlar kimsenin umurunda değil ama buna yönelik çalışmalar yapılmasını isterim”.

‘İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAYABİLECEĞİMİZ BİR HAYAT İSTİYORUZ’

Yeni yıla dair beklentilerini sorduğumuzda önce huzur istediğini ve pandemi endişesinin artık bitmesini istediğini söylüyor. Satı’nın yeni yıldan beklentileri şöyle: “Çocuklar evde perişan oldu, dışarı çıkıp oynasınlar, gezsinler istiyorum. Evimi istediğim gibi döşemek istiyorum. Kaç yıllık eski eşyalarla yaşıyorum ama eşimin aldığı asgari ücret maaşıyla çok zor. Onları yenilemek isterdim. Kendim içinse dilediğimce gezmek isterdim yasaklar biterse. En çok da sağlık olsun istiyorum. Kendimden çok evi, ailemi düşünüyorum. Ama tüm bunları yapabilmek için de yeteri kadar bir gelirimizin olması lazım. Yani yeni yıldan beklentim her türlü ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim normal bir hayat istiyorum. Soframı donatıp, istediğim her şeyi yiyebilmek, televizyonun karşısına geçip huzurla oturmak isterim. Eşim, çocuğum bir şey istediğinde malzeme yok demek istemiyorum. Devletin verdiği para bize yetse, temel ihtiyaçlarımızdaki vergiler daha az olsa biz gül gibi geçiniriz”.

‘EN BÜYÜK BEKLENTİM ASGARİ ÜCRETİN İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAMASI’

Sohbetimize Zehra ile devam ediyoruz. Zehra’nın iki oğlu var, ikisi de evli ve asgari ücretle çalışıyor. Zehra’nın bir gelini de hastanede taşeron işçisi. Eşi ise emekli Zehra’nın. Yeni yıl için en büyük dileği ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelirleri olması: “Ailecek bizim için asgari ücret çok önemli. Yeni yıldan en büyük beklentim, asgari ücretin ihtiyaçlarımızı karşılayacak düzeyde olması. İnsanca yaşayacak bir gelirimiz olsun isterim”.

İŞSİZLİK OLMASA…

Çocukları evlendirdikten sonra iki yıl birlikte yaşamışlar çocuklarla. “İşsizlik almış başını gitmiş. İşsizlik olmasın isterim. Evlenen gençler kendi ayakları üzerinde dursun, kafalarını sokacak bir evleri olsun, kira vermesinler isterim. Torunlarım oldu, onlara hep ben baktım. Çalışan gelinimin çocuğu oldu, kreş parası vermemek için ben baktım. Oturdukları ev kira. Oğlum güvenlik görevlisi olarak çalışıyor” diye anlatıyor Zehra. Çocuklar sık sık hastalandığını, sık sık hastaneye götürmek zorunda kaldıklarını belirterek, sağlık harcamalarını devletin karşılaması da istedikleri arasında.

‘BİZİM ASGARİ ÜCRETİMİZ ONLARIN AKŞAM YEMEĞİ’

Bir de okul masrafları var iki torununun. Zaten geçinmek zorken, okul masraflarına yetişemediklerini şöyle anlatıyor: “Okuyan iki torunum var, büyük oğlandan. Onların okul masrafları ile baş edemiyoruz. Devlet kitaplarını veriyor ama onlar yetmiyor, okul her açıldığında para istiyorlar. Eşofmanıydı, spor ayakkabısıydı, botuydu, kabanıydı derken bir yığın masraf. Tek bir asgari ücretle nasıl geçinsinler? Yemeye bulsalar, okul masrafına yetişemiyorlar. Hayat bizler için hep neden zor? Bizim bir asgari ücretimiz, onların bir akşam yemeği. Ülkeyi yönetenler, sadece kendilerine bakıyor, etrafı fakir fukarayı gören yok. Yeni yıldan çok şey bekliyorum ama beklediklerimin karşılanacağını düşünmüyorum. Ne demişler, perşembenin gelişi çarşambadan belli. Bir de asgari ücreti dört kişilik bir ailenin mutfak masrafından hesaplıyorlar. Yani gözümüzün içine baka baka ‘Biz sizi karın tokluğuna çalıştırıyoruz’ diyorlar. Ne diyeyim, onlar her gün tavuk butu yesin, biz pırasa kemirelim”.

‘BU GİDİŞATA DUR DEMELİYİZ’

Bu gidişata bir dur denilmesi gerektiğini sözlerine ekliyor Zehra. “İşçisi, işsizi, genci, kadını erkeği bir olacak, haksızlıklara dur diyecek, baştakiler bir yol verecek. Yoksa biz pırasa kemirmeye devam ederiz” diyerek yeni yılın daha mücadeleci geçmesini istiyor.

Karşılaştığımız diğer kadınlar ise yeni yılda öncelikle pandeminin sona ermesini, sağlığın ve huzurun olmasını, savaşların sona ermesini ve en çok da kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin son bulacağı bir yıl olmasını diliyorlar.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Yeni yılın kararı kendini sevmeyi öğrenmek olsun m...

Ekmek ve Gül ile tanışmam çok tesadüf oldu ve dergiyi okudukça kendimi daha güçlü hissettim. Kadınla...

2020’deki çalışma koşulları 2021’in aynası

Çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştıran pandemi döneminin en zorlu alanlarından birinde çalışan sa...

2020 Bilançosu

Editörlerimizden Elif Turgut soruyor, Sevda Karaca değerlendiriyor.