Bu rahatlık nereden geliyor?
AKP’li Çorum İl Genel Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kaya, muhteşem rahatlığı, ‘vicdanı’ ve parti savunuculuğuyla öldürülen kadınlar için, “Ne yapalım öldürüyorsa, Erkekler öldürülmüyor mu” diyor...

Daha yıl bitmeden ölü kadınlar memleketi Türkiye’de kadın cinayetleri 364’e ulaştı. Bir rakam değil 364, yaşam. Öldürülen kadınların ne yazık ki bir kısmı haberdardı öldürüleceğinden, bunun korkusu, kaygısı ile yaşıyor, kaçıyor, koruma kararı almak için can hıraş uğraşıyor ya da koruma kararına rağmen yine de kendi çabalarıyla gizlenmeye çalışıyordu. Çünkü biliyorlardı devletin onları kocalarından, babalarından, erkek arkadaşlarından, gelecekteki katillerinden koruyamayacağını.

Şimdi öldürülen o kadınların hikayelerinden, yaşamlarından, mücadelelerinden ve hatta ölümlerinden dahi bihaber olan AKP’li Çorum İl Genel Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kaya, muhteşem rahatlığı, ‘vicdanı’ ve parti savunuculuğuyla o öldürülen kadınlar için, “Ne yapalım öldürüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor. Bu hükümetin verdiği kadın haklarını Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri hiçbir hükümet vermedi. Adam öldürüyorsa cezasını çekiyor. Erkekler öldürülmüyor mu” diyebiliyor. Bu sözler hem acıtıyor, hem de öfkelendiriyor.

BU HÜKÜMETİN ‘VERDİĞİ’ KADIN HAKLARI MI DEDİN...
Olayı baştan alalım. Çorum’da İl Genel Meclisi toplantısında kadınların seçme ve seçilme hakkının elde edilişinin yıldönümünde düzenlenen etkinlikte söz alıyor CHP’li Burçin Solmaz Polat, kadına yönelik şiddete değiniyor, öldürülen kadınları hatırlatıyor. AKP’li Halil İbrahim Kaya ise “Kadınlar öldürülüyor diyorsunuz. Kim öldürüyor. Ne yapalım öldürüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor. Bu hükümetin verdiği kadın haklarını Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri hiçbir hükümet vermedi. Adam öldürüyorsa cezasını çekiyor. Erkekler öldürülmüyor mu” diyor. Karşılıklı bir tartışma çıkıyor. Kaya, bu sözlerine dayanak olarak da başka ülkelerdeki kadın cinayetlerini ve şiddeti gösteriyor ve durumu normalleştirmeye çalışıyor. Bir yandan da “Biz şiddete seyirci kalmıyoruz” güzellemeleri yapıyor, “Rusya’ya hiç gittiniz mi? Kadınlara trende bile yer vermiyorlar. Türkiye’de Osmanlı’dan bugüne kadınların değeri hep bilinmiştir. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir zamanda onlara değer vermiş bir dinin mensubuyuz. 1400 yıldır kadın hakları İslamiyet haricinde hiçbir toplumda yer bulmamış. Türkiye’de kadına verilen değer, dünyanın hiçbir ülkesinde verilmiyor. Bu kadar da vicdansız olmayın. Bu popülist söylemleri bırakın. Bir kadına eziyet ediliyorsa, hiçbir Türk vatandaşı seyirci kalamaz. Kendi ülkesine insan bu kadar mı düşman olunur.”

Kaya’ya anlatmaya nereden başlayalım bilemiyoruz... Sığınma evinde kaldığı halde eşi tarafından öldürülen Zahide’nin davasında sanığa sadakat indirimi uygulanması için Yargıtay girişimlerini, koruma tedbirine rağmen 6 yaşındaki Zeynep Çeliksoy’u öldürüp annesini de yaralayan Mehmet Salik Mumcu’nun ‘çıkınca anasını da öldüreceğim’ sözlerini, ekmekvegul.net sitesinden sesini duyurmaya çalışan “Polise, karakola gittim. Tutuklama için ölmek gerekiyormuş. Ben yaşamak istiyorum” diyen Deniz Ceylan’ın feryadını ve daha onlarca, yüzlerce kadının göz göre göre katledilişini, kendisinden ayrılmak isteyen kadının arabasını su kanalına atan, kadının evinde dinamit patlatan, bıçaklayıp öldürmekle yetinmeyip evi ateşe vererek iki küçük kız çocuğunun da ölmesine neden olan, levyeyle dövüp kerpetenle dişini söken, döner bıçağıyla saldıran, hapishaneden kaçıp kadını sokak ortasında kurşunlayan vahşi örnekleri hatırlatalım. Madem ‘seyirci kalmıyoruz’ diyorsunuz, madem ‘başka hiçbir ülkede bu kadar değer verilmiyor kadına’ diyorsunuz bunlar ne peki!

KİM SEYİRCİ KALIYOR ‘BELLİ’ DEĞİL!
Hükümetin şiddeti ve cinayetleri teşvik eden açıklamalarından sadece biri Kaya’nın sözleri. Eşitsizlikle, şiddetle, yok sayılarak; işyerinde, okulda, sokakta taciz ve tecavüzle karşılaşan, topyekün bir adaletsizlikle yaşayan kadınların hayatlarından bu kadar uzak, feryatlarına bu kadar kulak tıkayan bir durumda bu sözler öfke uyandırmasında ne yapsın? Yaşamdan koparılan kadınlar elbette öldürüldükten sonra arkalarından böyle söz edilmeyi değil, adalet ve eşitlik arayışını hak ediyor. Ancak hükümet her uygulamasıyla ‘Ne adaleti. Adalet ne arar Türkiye’de!’ dedirtiyor.

İşte onlardan yalnızca biri: Kadın örgütleri ‘kadınlar boşanmak istedikleri için öldürüyor’ diye bas bas bağırırken hükümet tam karşısında uygulamaları ve politikalarıyla “Eğer boşanmak istiyorlarsa ölümü göze almaları gerekiyor”u önlerine koyuyor. Her yıl yüzlerce kadın boşanmak istediği, yeni boşandığı veya barışmayı reddettiği kocaları tarafından öldürülürken AKP boşanmalarda arabuluculuk getirip zaten mahkemelere, yargıya, adalete çok zor ulaşan kadınların önünü tıkamaya çalışıyor.
Şimdi kadınlara soruyoruz Halil İbrahim Kaya’nın ‘seyirci kalmıyoruz’ dediği kadın cinayetlerine asıl olarak kim göz yumuyor?

İlgili haberler
Kadın cinayetlerinde değişen bir şeyler var

Yaşı, mesleği, eğitimi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gaze...

Vahşileşen şiddetin arkasında ne var, önüne nasıl...

Ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse lüks. Giderek vahşileşirken bir yandan da sıra...

Ölmek değil yaşamak istiyorum

Uzaklaştırma kararına rağmen eski eşi tarafından defalarca şiddet gören ve ölümle tehdit edilen Deni...