25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz Sultangazi Ekmek ve Gül Grubu buluşmasında, 25 Kasım’ın önemini ve bugün için ne ifade ettiğini konuştuk. Ağırlıklı olarak liseli ve üniversiteli genç kadınların katıldığı etkinlikte Ekmek ve Gül Editörü Elif Ekin Saltık bizimle birlikteydi. 25 Kasım’ın bir gün değil, bir mücadele takvimi olduğunu söyleyerek başladığımız etkinliğimize Mirabel kız kardeşleri ve bu kız kardeşlerin mücadelesini hatırlayarak devam ettik. 25 Kasım’ın tarihçesi, Mirabel kardeşler dönemindeki baskıyı ve kadınların mücadelesini konuştuktan sonra aynı baskının bugün hâlâ sürdüğü ve bununla beraber kadınların mücadelesinin de devam ettiği üzerinde durduk.
Kadınlar her yıl farklı zorluklarla beraber 25 Kasım’a giderken bu sene, 2018’den beri süren ekonomik kriz ve pandemiyle beraber kadınların daha zorlu bir süreç yaşadığını konuştuk. Özellikle son 18 yıldır, AKP iktidarıyla birlikte kadının toplum içinde nasıl konumlandırıldığı, eşitsizliğin nasıl derinleştirildiğini konuşurken iktidarın kadın politikaları üzerinden kadına yönelik şiddete geldi konumuz. Pandemiyle birlikte deneyimlerimizden, gözlemlerimizden ve kadın örgütlerinin ortaya koyduğu raporlardan çıkarımla şiddetin, kadın cinayetlerinin bu dönemde daha da arttığını, şiddetin vahşileştiğini vurguladık. Pandemi ve ekonomik krizin yüküyle uğraşmak, ev içerisinde de bu yükü taşımak durumunda kalanlar hep kadınlar olduğu üzerinde dururken ekonomik krizin ve pandeminin yarattığı sorunların faturasının kadınlara kesildiğini, işten çıkarılan ya da işten çıkmak zorunda olanların ilk kadınlar olduğunu ifade ettik. Pandeminin başında “Evde kal” çağrılarının yapıldığı dönemde eve kapanan kadınlar, şiddet failleriyle bir arada kalmak zorunda bırakıldı. Şiddetin her yerde; okulda, evde, sokakta, kampüste, iş yerinde sürekli karşılaştığımız bir şey olduğunu konuşurken söz yavaş yavaş kadınlar arasında dolaşmaya başladı.
GENÇ KADINLAR EVDEN ‘KİTAP ALACAĞIM’ BAHANELERİYLE ÇIKIYOR
Çalıştığı tekstil fabrikasındaki erkeklerin, özellikle de usta başının çokça sözlü tacizine, hakaretine maruz kaldığını söyleyen bir kadın işçi, şiddet karşısında fabrikadaki kadınların birlikteliğinin sonuç getirdiğini söyledi.
Etkinliğimize “Markete ya da kitap almaya çıkıyorum” bahaneleriyle katılan genç kadın arkadaşlar da vardı. Onlar da pandemi sürecinde evdeki baskının, ev işlerinin daha da arttığını ifade ettiler. “Çok evde kaldın, artık bir işte çalış ya da ders çalış” gibi söylemlerin arttığını, genç kadınlar da sırf kendi harçlıklarını çıkarmak ve evde çok kalmamak için çalışmak istediklerini ifade etti. Son sınıf meslek liseli bir genç stajının son tedbirler kapsamında devam etmediğini ama sırf bu sebeplerle çalışmaya devam ettiğini eklerken bir başka genç kadın da bu süreçte kolay kolay iş bulamadığını, ancak “Çöp atmaya çıkıyorum” diyerek dışarı çıkmaya çalıştığını, etkinliğe de başka bir bahaneyle katıldığını belirtti. Genç kadınlar hayatlarındaki şiddeti konuşmaya başladığında kadınların genelde flört şiddetini tarif ettiğini de gördük. Ancak tüm bu şiddet, baskı, eşitsizlik karşısında artık kendilerinin de buraya sessiz kalmadıklarını ifade ettiler. Ve çözümün de bu olduğunu; her türlü şiddete ve baskıya karşı sessiz kalmamamız, şiddete karşı sözümüzü söylememiz gerektiğini söylerken, bu baskı ve şiddeti ancak örgütlü bir mücadele ile yenebileceğimiz vurgusu yaptık.
İlgili haberler
25 KASIM’DA KADINLAR HER YERDE |Hayatlarımız, hakl...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla ülkenin dö...
İşçi kadınların 25 Kasım sözü: İşyerlerinde şiddet...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla işçi kadın...
Sultangazi Kadın Dayanışması 25 Kasım’a çağrı yapt...
Sultangazi Kadın Dayanışması, 25 Kasım’a ilişkin yaptığı açıklamada, şiddete karşı kadınlara mücadel...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.