Yeni asgari ücret haziran ayının sonunda 11 bin 402 lira olarak belirlendi. Aynı ay, açlık sınırı bin 360 lira, yoksulluk sınırı ise 33 bin 750 lira olarak açıklandı. Yani iki tane yeni asgari ücretin girdiği bir hane de hâlâ yoksulluk sınırının çok altında kalıyor. Asgari ücretle çalışan kadınlar henüz zammın ücretlerine yansımadığını, yansısa bile ucu ucuna geçinmek zorunda kaldıklarını anlatıyorlar.
YATAKTAN KALKTIĞIMIZ ANDA PARA ÖDEMEYE BAŞLIYORUZ
Üçüncü üniversitesini okuyan Esen, ile sohbet ediyoruz ilk olarak. On beş senelik evlilikten sonra bir buçuk yıl önce boşanmış olan Esen, yedi yaşındaki oğlu ve annesiyle birlikte yaşıyor. Hacettepe Üniversitesinden mezun olduktan sonra dört sene kamu yönetimi okumuş şimdi ise Siyasi Bilimler Bölümünde okuyor. Esen bir yandan okurken bir yandan da bir firmada hukuk asistanı olarak çalışıyor. Çalıştığı firmanın iki şirketinde de asistanlık yapıyor ancak dokuz bin lira ücret alıyor. Asgari ücret zammı henüz ücretine yansıtılmamış. Asistan olarak firmada birçok işi bir arada yaptığını söyleyen Esen, aldığı ücretten memnun değil. Kendi maaşı ve babasından kalan emekli maaşından başka gelirleri de yok.
YENİ ASGARİ ÜCRETLE ESEN’İN GEÇİM SIKINTISI ÇÖZÜLECEK Mİ?
Çocuğun okul masrafları, ev giderleri derken elinde bir şey kalmayan Esen, “O kredi kartından ötekine çevirmeyle geçiniyorsun ama bir noktada hem o hem sen patlıyorsun” diyor. Peki, asgari ücrete zam gelmesi ile içinde bulunduğu geçim sıkıntısı çözülüyor mu? Bunun yanıtı için küçük bir hesap yapıyor: “Diyelim ki 11 bin lira asgari ücret alıyorum. Doğalgaza aylık 3 bin-4 bin verelim kaba taslak, 4 bin lira da kira versem elimde 4 bin lira kalıyor. 600 lira elektrik, 300 lira su, 100 lira internet faturalarına verince bin lirada böyle elden gitti. 2 bin lira kalıyor elimde. Ben hiç mi yemek yemeyeceğim, ben hiç mi alışveriş yapmayacağım?. Zaten faturalara 9 bin lira gitti. Evime alışveriş yaptım, 2 bin lira gitti. Bu hesapta ben hiç dışarı çıkamadım. Çocuğumla gezeyim, dışarıda yemek yiyeyim diye bir lüksüm yok benim.” Kış mevsiminde doğalgazın pahalılığından dolayı elektrikli soba kullandıklarını belirtirken Esen, “Yataktan kalktığımız anda para ödemeye başlıyoruz” diyor.
‘BAYRAM HARÇLIKLARI OKUL İHTİYAÇLARI İÇİN KUMBARAYA…’
Maaşlara gelen zamlarla tüketim malzemelerinin de zamlandığını belirten Esen, okul başladığında masrafların ikiye katlandığını söylüyor: “Haftada bir gün serbest gün, okula dışarıdan yemek getiriyor çocuklar. Evde ne varsa ondan koyuyorsun o gün. Ama defteriydi, kitabıydı okul gezisiydi, masraflarıydı… Okul açılınca ayakkabı alıyorsun çocuğa. O ayakkabıyı da ayda bir alıyorsun çünkü büyüyor çocuk. Ayak numarası büyüdükçe ayakkabı fiyatı da büyüyor. Çantası yırtılıyor. Pahalı çanta alamadığın için uygununu seçiyorsun ama kopuyor çanta, bütçen buna elveriyor.” Esen, sürekli ellerindekiyle yetinmek zorunda olduklarını belirterek şunu ekliyor: “Oğlumun bayram harçlıklarını kumbaraya koyduk, okul açıldığında ihtiyaçlarını alalım diye.”
Yaz döneminde görece rahatladıklarını söyleyen Esen, bu rahatlığın yalnızca iki ay sürdüğünü, çocuğun tatil ihtiyacının da olduğunu ancak yapamadıklarını söylüyor.
KAHVALTILIK ALIRKEN BİRİNDEN BİRİNİ SEÇMEK ZORUNDA
Asgari ücretle çalışan Sibel’in ise biri üniversiteli biri de üniversite sınavına girmiş iki çocuğu var. Kendisi bir temizlik şirketinde çalışıyor, eşi ise emekli. Çalıştığı kurumda Sibel’in yol ve yemek gibi masrafları karşılanmıyor, Sibel bu masrafları kendi cebinden yapmak zorunda kalıyor.
Aldığı ücret ile temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığından bahsediyor Sibel ve örnek veriyor: “Yol, yemek, elektrik, su, internet… Her ay eksidesiniz. Alışverişe gittiğinizde en ucuza alabildiğiniz et, tavuk. Kahvaltılık almak istiyorsunuz ama zeytin ve peyniri bir arada alamıyorsunuz, arasından seçmek zorundasınız.”
Kendi özel ihtiyaçlarına para ayıramadığından bahseden Sibel, “Kuaföre gitmektense kendi saçımı kendim boyayıp kesiyorum. Ben de isterim kendime krem ya da bakım ürünleri almak ancak olmuyor” diyor.
ÇOCUKLARLA KEYİFLİ AKTİVİTELER HAYAL
Sibel’in üniversiteye hazırlanan çocuğu dershaneye gitmemiş. Sibel, üniversitedeki kızına her ne kadar maddi destek olsa da kızının burs alıp aynı zamanda çalışarak geçinebildiğini ifade ediyor. Çocuklarıyla birlikte sinemaya, pikniğe gitmenin mümkün olmadığından, çocukların doğum günü geldiğinde bir pasta alırken bile tereddüte düştüğünden bahsediyor. Yaşadıkları ev kendilerinin olduğu için görece rahat olduğunu belirten Sibel, komşularının ve tanıdığı birçok kadının çok daha kötü koşullarda yaşadığını vurguluyor.
Fotoğraf: Pexels
İlgili haberler
Yeni asgari ücret geçim için yeterli mi? | Sancakt...
Yeni asgari ücretin 11 bin 402 lira olarak açıklanmasının ardından mikrofonu Sancaktepeli kadınlara...
Asgari ücret için azami çalışma
Bugün kalem tutmam gerekirken, elimde makas fabrikada perde kesiyorum.
İsmini bile sormadan ‘Geç tezgaha’ diyorlar
‘Eğer 30 yaşın üstündeyse buralara mahkum oluyorlar. Bazıları hariç çoğu atölyede sigorta bile yapıl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.