Depremin yaşandığı 10 ilden biri olan Gaziantep’te yaşıyorum. Nar Sanat Derneği, Birleşik Tekstil İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) ve Emek Partisi’nin hep birlikte oluşturduğu koordinasyon merkezi aracılığıyla bizim gibi depremzedelere ulaşıyoruz. Bir nebze olsun yaşanan dertlere, yoksulluğa, ihtiyaçlara derman olmaya çalışıyoruz. Ben de Düztepe semtine bağlı mahallelerde depremzedelerle, özellikle de her zaman en acı tabloyla karşı karşıya kalan kadınlarla yan yana gelip taleplerini dinliyorum.
“NE OLURSA İŞİMİZE YARAR”
Bir okul bahçesindeyiz. Konteynırın olduğu yere okul müdürü bir musluk taktırmış. Sabun yok. Salgın hastalık baş gösterecek diye korkuyorlar. Temel hijyen maddelerine ihtiyaç çok büyük. Her sözlerine ekliyorlar: “Ne olursa işimize yarar.”
Ülkenin pek çok yerinden dayanışma ağları sayesinde koordinasyon merkezine gelen gıda ve hijyen maddelerini ulaştırmak için gittiğimiz bir çadırdayız. Evleri mühürlenmiş bir ailenin kaldığı çadıra giriyoruz. Çadırda yedi kişiler, yedi kadın. “Ne yapacağım ben?” diyor bir tanesi, “Şimdi bize ne getirirseniz kabulümüz.” Çünkü her şeye ihtiyaçları var! Bir oğlu ayağından yaralı. Klozete ihtiyaçları var ama bırakın klozeti akşam tuvaletler kapatılıyor.
“BURAYA GELİP HALİMİZİ SORMANIZ BİLE BİZE MORAL”
Ortaklaşan gönüllerimiz ve elimizden gelen desteğimizle bir çadıra geçiyoruz. Bir kadın bizi ağlayarak karşılıyor. Oğlu ve eşi cezaevinde. Aile kalabalık, gelirleri yok. Evleri hasar görmüş giremiyorlar. “Yok devlet,” diyor, “Gelmedi kimse. Kurdular çadırları, 3 gün 1 öğün çorba dağıttılar. Neye yetsin?” O da hijyen malzemelerine ve gıdaya olan ihtiyacı hatırlatıyor. Ama ihtiyaçlar bitmiyor, “Üstümüze giyecek ikinci bir kıyafetimiz yok,” diye ekliyor. İhtiyaçlar sadece maddi değil, birliktelik duygusu, yalnız olmadığını hissetmek de en az ekmek su gibi ihtiyaç. “Deprem gecesi dışarı en son ben çıktım. Nasıl atlatacağız bu travmayı, bilmiyorum. Buraya kadar gelip bizim halimizi bile sormanız bizim için moral veren bir durum.”
ÇEKİNEREK SÖYLENEN KADIN İHTİYAÇLARI LİSTE BAŞINA!
Ayrılıp başka bir çadıra yöneliyoruz. Tablo yine aynı. Anne baba işsiz, evleri hasar görmüş ve otizmli çocuğuyla baş başa kalmış bir aile. Ekmek derdinin yanına başka bir talep eklenmiş, dışarı çıkarabilmesi için bir tekerlekli sandalye veya bebek arabası. Gözlerinde eksik olmayan yaş, ellerimizle birleşen sımsıcak elleriyle kadın, ihtiyacı olan hijyen malzemelerini ve iç çamaşırını çekinerek istiyor. Biz “İhtiyacınız vardır, yazıyoruz” dediğimizde tebessümle karşılaşıyoruz ve anlıyoruz; aldığımız notlarda kadın hijyen malzemeleri, çocuk bezi ve iç çamaşırları liste başı oluyor.
"ZAMANINDA EVİME GELEN BELEDİYE BAŞKANI ŞİMDİ YOK"
Emine Teyze iktidar partisinin üyesi ve en önde görev almış bir kadın. “Bu civarda herkes beni tanır,” diyor, “Evime belediye başkanının bile gelmişliği var. Ama bu reva mı? Deprem oldu, dışarda kaldım. Şu an AFAD çadırındayım. Ne arayan ne soran ne de ‘İhtiyacınız var mı?’ diye yok… Kaldığımız yerde en temel ihtiyaç tuvalet, ellerimize sürecek bir sabunumuz bile yok. Sabahları tuvalet olan konteynırı açıyorlar, akşamları kilitleyip gidiyorlar.”
Bir çadırdayız. 25 yaşında felçli bir hasta var, yaraları enfeksiyon kapmış depremde. E-devlet üzerinden bakımı için başvuru yapmışlar ama cevap daha gelmemiş. Kendilerinin yakıcı ihtiyaçlarını bir yana bırakıp oğlu için ne yapabiliriz, onu konuşuyor bizimle. Kendilerine ulaşmayan “devlet baba”nın eksikliğinden dem vuruyor.
Gittiğimiz ve konuştuğumuz herkesin ortaklaştığı bir nokta var: “Devlet nerede? Neden yanımızda değil? Evet, ölmedik, ona şükrediyoruz. Bizden daha kötüleri var, biliyoruz. Ama depremin öldürmediği bizleri salgın hastalık öldürecek.”
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Depremzedeler için gönüllü çalışanlar: Hepimiz sef...
İzmir’de depremzedelere yardım için çalışan gönüllüler halkın seferberlik içinde olduğunu ancak bu y...
Ağrılı kadınlardan depremzedeler üşümesin diye day...
Ağrı'da halk eğitim merkezlerinde kurs gören kadınlar, usta öğreticilerle birlikte depremzedelere gö...
İlaçları biten depremzedeler sağlıklarından endişe...
İskenderun’da kurulan çadır kente yerleşen bir kadın: Almam gereken ilaçların bitti ve yenisini temi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.