
Ankara Kadın Platformu'nun çağrısıyla Kolej Meydanı'nda buluşan kadınlar yürüyüşe başladı. Kadınların dövizlerinde yoksulluğa, şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa karşı talepler öne çıkarken sık sık "Kadın, yaşam, özgürlük", "Savaşa değil, kadınlara bütçe", "Aile yılı değil, mücadele yılı" sloganları atıldı.
Güvenpark'a yürümek isteyen kadınlar polis tarafından barikatlarla engellendi. Kadınlar, "Kadınlar ölürken polis neredeydi", "Barikatları aç" sloganlarıyla karşılık verdi. Kısa süreli oturma eyleminin ardından kadınlar Ziya Gökalp Caddesi'ni araç geçişine kapatarak slogan ve alkışlarla tepki gösterdi.
Fotoğraf: Burcu Yıldırım
Sakarya Caddesi'nde yapılan açıklamada platform adına konuşan Berna Demirdaş, "8 Mart, kadınların alanlarda itirazlarını yükselttiği, isyanın ve mücadelenin günüdür. Geçmişten bugüne, birbirimize güç vermeye, ilham olmaya devam ediyoruz. Sokakta, evde, iş yerinde, bulunduğumuz her yerde mücadele ediyoruz! Hakkımız olanı almak için, direnişimizi sürdürmek için, 8 Mart ruhuyla bir aradayız" dedi.
AKP iktidarının 2002 yılından itibaren kadın düşmanı politikaları ile kadınların kazanımlarına saldırdığını vurgulayan Demirdaş, "AKP'nin 'Aile Yılı', kutsallaştırılmış aile söylemi; kadınları geleneksel aile yapısı içinde ev içi rollerle sınırlandırmayı ve sosyal devletin yapması gereken bakım ve yeniden üretim emeğini kadınların omuzlarına yüklemeyi hedefliyor. Var olan yasakları daha da artırarak LGBTİ+ düşmanlığını derinleştiriyor ve nefret söylemlerine zemin hazırlanıyor. Bizler; 'aile' denilerek içerisine hapsedildiğimiz tüm uygulamalara karşı tekrar haykırıyoruz: 'Aile değil, kadınız, isyandayız'" dedi.
Kadınların ekonomik ve sosyal yüklerinin de arttığını söyleyen Demirdaş, "Aile Yılı kapsamında sunulan maddi teşvikler, kadınları borçlandırarak yeni bir esaret biçimini yaratıyor. 12. Kalkınma Planı'nda da kadınların iş ve aile yaşamını uyumlaştırması için esnek çalışma modelleri öne çıkarılıyor. Ancak bu modeller, kadınların güvencesiz ve düşük ücretli işlerde çalışması demektir. Emeğimizin sömürülmesine karşı isyandayız" diye konuştu.
Demirdaş şöyle devam etti: "Aile kavramını cis-heteronormatif kalıplara sokan, kadınları ve LGBTİ+'ları yok sayan iktidar 'Türk Ceza Kanunu'nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı' ile 'genel ahlak' ve 'biyolojik cinsiyete aykırı tutum ve davranışlar' diyerek yaşamlarımızı tehdit ediyor. Kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak bedenlerimiz üzerindeki sömürüyü kabul etmiyoruz. Kürtaj hakkımıza el koyan, transların hormona erişimini engelleyen erkek egemen sistemi alaşağı etmeye geliyoruz. Biz homofobiye de transfobiye de geçit vermeyeceğiz. Hayatlarımıza, haklarımıza yönelik saldırılara karşı sokaktayız. Bu beden bizim.
İstanbul Sözleşmesi'ni feshederek, 6284'ü hedef alarak kadınların yaşamlarını riske atan, cezasızlık politikaları ile failleri güçlendiren, kadına yönelik şiddet ve katliamları meşrulaştıran kadın düşmanı politikalara karşı sessiz kalmayacağız. 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır' diyerek katledilen, kaybettirilen tüm kadınların hesabını sormaktan vazgeçmeyeceğiz."
Orta Doğu'dan tüm dünyaya yayılan savaşın yakıcı sonuçları ile kadın ve LGBTİ+'ların karşı karşıya olduğunu belirten Demirdaş, "Afganistan'da kadınların odalarında pencere bulunmasın diyen Taliban rejimi, İran'da Kürt kadınlarına idam cezası veren faşist Molla rejimi ve Suriye'de rejimin çökmesi ile yönetime gelen HTŞ güçlerinin kadınların haklarını ve kazanımlarını yok sayan düzenlemeler yapmak istemesi bunun göstergesidir.
Savaşlar yüzünden göç etmek zorunda bırakılan mülteci kadınlar hedef haline getiriliyor, cinsiyetçi saldırılara maruz bırakılıyor. Filistin'den, Kürdistan'dan, Rojava'dan, Lübnan'dan, Afganistan'dan, Şili'ye, İran'a ve Fransa'ya tüm mücadeleci kadınlara binlerce selam olsun. Savaşa karşı barışı savunmak için buradayız" diye konuştu.
Demirdaş, "Erkek egemen iktidarın yarattığı eşitsizliğe, cinsiyetçiliğe ve kadın düşmanlığına karşı, bin yıllardır verilen kadın mücadelesinin mirasçıları olarak, mücadelemizi isyanımızla büyüterek özgürlüğe yürüyoruz. 8 Mart, dünya kadınlarının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür.
Sokakları ve geceleri, özgürlüğümüzü, bu dünyada kazandığımız ne varsa hepsini mücadele ederek aldık. Bulunduğumuz her yerde yine haykırıyoruz. Evlerde, sokaklarda, işyerlerinde, sendikalarda, okullarda, üniversitelerde, fabrikalardayız. Susmuyoruz. 'Kadın, yaşam, özgürlük' diyen sesimizi bastıramayacaksınız” dedi.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
BATIKENT
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Ankara’nın Batıkent semtinde kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir araya gelerek yürüyüş ve etkinlik düzenledi. Gimsa önünde toplanan kadınlar, “Savaşa, yoksulluğa ve şiddete karşı kadınlar omuz omuza mücadeleye” yazılı pankart açarak Batıkent Meydanı’na yürüdü.
Yürüyüş boyunca sloganlar atan kadınlar, taşıdıkları dövizlerle kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine, yoksulluğa ve savaşa karşı tepkilerini dile getirdi. Batıkent Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında, kadın hakları, eşitlik ve adalet vurgusu yapılarak mücadelenin süreceği ifade edildi.
Batıkent Meydanında açıklama yapan kadınlar adına açıklamayı okuyan Çiğdem Özçakmak, "2025 yılının ilk 66 gününde 68 kadın öldürüldü. Kadınlar en çok aile içinde şiddette uğrarken en çok evlerinde öldürülürken şiddete karşı korunmasız bırakılırken, eve hapsedilirken sözde nüfus artışı için kadınların üzerindeki planlarınız kabul etmiyor. Aile yılınızı tanımıyoruz." dedi. Ardından düzenlene etkinlikte konuşan Av. Sinejan Kut ise makbul kadın algısının hem pisyasada ucuz iş gücü olarak sömürülmesine hem de "kutsal annelik" söylemiyle eve hapseilmesine hizmet ettiğini söyledi. 2025 yılının ilk 66 gününde 68 kadının öldürüldüğünü hatırlatan Özçakmak, "Kadınlar en çok aile içinde şiddette uğrarken en çok evlerinde öldürülürken şiddete karşı korunmasız bırakılırken, eve hapsedilirken sözde nüfus artışı için kadınların üzerindeki planlarınız kabul etmiyor. Aile yılınızı tanımıyoruz. Yaşam hakkımızı, Eşit işe eşit ücret hakkımızı, kreş hakkımızı her zaman en yüksek sesimizle haykırmaya devam edeceğiz. Emeğimizin sömürülmesine karşı isyandayız! Bizler; 'aile' denilerek içerisine hapsedildiğimiz tüm uygulamalara karşı tekrar haykırıyoruz 'Aile Değil Kadınız! İsyandayız!'" diye konuştu. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceklerini ifade eden Özçakmak, "İktidarın tüm adaletsizliklerine, düşmanca politikalarına karşı bir aradayız. Sivas Madımak'ta 33 canı katleden katiller serbest bırakıldı. Madımak annelerinin mücadelesi mücadelemizdir. Sivas'ı unutturmadık, unutturmayacağız. Suriye de özellikle Lazikiye de yaşanan vahşet görüntülerini acı ile takip etmekteyiz Alevi karşı yapılan katliamları kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki savaşı erkekler çıkartıyor en büyük acısını kadın ve çocuklar yaşıyor." diyerek kadınlar olarak mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini ifade ettiler.
Basın açıklamasının ardından Batıkent Meydan Tiyatro Salonu’nda düzenlenen etkinlikte kadınlar, dayanışma içinde bir araya gelerek söyleşi ve çeşitli etkinliklerle günün anlam ve önemini pekiştirdi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.