Yaşamın kıyısında gezinen kadın öykülerinde Handan Gökçek, Katre’de kâh bez bir bebeği konuşturuyor kâh albino dünyalarımıza giriyor.

Her biri tek solukta okunan on yedi kısa öyküden oluşan Hatice Günday Şahman’ın ‘Kırmızı Etek’ kitabı, okuru henüz ilk kelimelerden metnin mekânına ve atmosferine kolaylıkla dahil ediyor.

Kadın Savaşçılar, kadın oldukları için yaşadıkları dönem ilgi görmeyen ama yaptıklarıyla unutulmaması gereken, dünyayı değiştiren 26 kadının hikâyesini anlatıyor.

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Kanadalı Yazar Alice Munro’nun kitabı Açık Sırlar, taşra hayatı ile modern yaşam arasında sıkışmış, ailelerinden baskı gören dimdik ama ayakta duran kadınları anlatıyor.

Ömrümüze bulaşan zehri yıkıyor “Kamçılanma Mesafesi”. Uzunbay’ın karakterleriyle, bu zehri yıkamak için karşılaşıyoruz. Kadınlar sesleniyor. Bu zehri yıkamak için biz de bu sese eşlik ediyoruz.

“Ben yazar Suat Derviş’im. Kimsenin karısı olarak yâd edilemem” demişti bir davete eşinin ismiyle çağrıldığında. Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye’sini okumayan var mı?

Kurbağa öpmekle ve kurbağaların dönüştüğü prenslerle derdi olan, her yaştan kızın ilgisini çekebilecek bir kitap.

Tülin Tankut’un 2004'te Papirüs Yayınevinden çıkan, yeni yazılarla sürekli güncellenen “Alt tarafı bir film (mi?) Kadın bakış açısıyla film izlemek” kitabı yeniden kadınlarla buluşuyor.

Ayten Kaya Görgün kitabı “Kimseye Söylemedim”i anlatıyor.

Sema Kaygusuz öyküleriyle yakın geçmişe götürür bizleri. Okurunu şaşırtan, sürprizli öyküler değildir bunlar. İnsanı sarsan, benimsediğimiz kalıpları sorgulatan, sınırları zorlayan öykülerdir.

Tülin Tankut’un otuz yıl önce yazdığı “Yalnız Bir Kadının Denge Arayışları” adlı romanı, aralık ayında Yazılama Yayınevinden çıktı.