İş başvurusunda ‘yaşım büyük’, emeklilik için ‘yaşım küçük’müş!
Tek yapabildiğimiz günü kurtarmak oluyor. Bir peçeteyi bile ikiye bölüp kullanıyoruz artık. Yeri geliyor yemek yiyemediğimiz günler oluyor, çünkü pazara gidemiyoruz, en azından ekmek bulabiliyoruz.

Çocukluğumdan başlayan çalışma yıllarım çok yoğun bir yorgunluk ve aşırı ağrıyan kolum nedeniyle 46 yaşında son buldu. 2 yıldır çalışmayan ve maddi olarak annesine bağımlı yaşayan bir kadınım. Her zaman ağır sanayide çalıştım. Uzun zamandır iş arıyorum, asgari ücrete razı olmama rağmen, iş bulamıyorum! İşsizlik, çok onur kırıcı. İşsiz kalmanın en vahim sonucu da kişinin moralini bozacak düşünceler üretmeye çok daha fazla zaman bulabilmesi.

Her şeye sinirlenir oldum, sevdiklerimi en küçük şey yüzünden bile kırar hale geldim. Belli bir yaştan sonra yaşanan bu durum, insanda büyük bir boşluk yaratırken, bir yandan da kendimi hiçbir işe yaramaz, aciz biri gibi hissettiriyor. İşsizlik uzun süreli olduğunda, insanın kendine güvenini bitiren, içine kapanmasına sebep olan, üretkenliğini baltalayan, yeteneklerini törpüleyen, umutlarını, hayallerini küçülten, bir durum çıkıyor ortaya. Dünyanın her yerinde işsizlik var ancak, en eğitimli işsizler bizdedir herhalde?

Maddi imkansızlıktan dolayı kuaföre gidemez olduk, birbirimizin saçını kesiyoruz. İş başvurusuna gitmek için otobüs parası dahi bulamıyorum bazen. Uzun zamandır botlarım su geçirmesine rağmen, ayağıma poşet geçirip botları giyiyorum. Önceliğimiz gıda ihtiyaçlarımız elektrik, su ve doğal gaz faturaları oluyor. Tek yapabildiğimiz günü kurtarmak. Bir peçeteyi bile ikiye bölüp kullanıyoruz artık. Yeri geliyor yemek yiyemediğimiz günler oluyor, pazara gidemiyoruz, en azından ekmek bulabiliyoruz. Bunca sağlık sorunumuz arasında iş aramaya da devam ediyorum. Ancak fabrikalara başvurduğumda “Yaşın çok büyük” deyip kapıyı suratıma kapatıyorlar. Emeklilik için de yaşımın genç olduğunu söylüyor devlet. Siz söyleyin o zaman ben ne yapmalıyım?

Fotoğraf: Ekmek ve Gül


İlgili haberler
Gelecek bizimle değişecek!

Kapitalist barbarlığa, aile, devlet, tarikat iş birliğiyle hayatlarımızı karartan ittifaka karşı eme...

O çocuk ellerde oyuncak olmalı, gelin kınası değil

Yatılı bir kız lisesinde öğretmenlik yapan Berrin, öğrencisi Yüksel’in yaşadıkları üzerinden anlatıy...

‘İki sağlık çalışanıyız iki çocuğun ihtiyaçlarına...

Faturalar, çocukların ihtiyaçları, mutfak, kira derken Sema’ya bir dokunduk bin ah işittik. Her şeye...