Depremde ailesini kaybeden çocuklara yönelik etkili, denetimli bir takip mekanizması kurulamaması maalesef gündemimizde. Çok sayıda çocuğun apar topar deprem bölgelerinden alındığı, tarikat ve cemaat evlerine teslim edildiği iddiaları bile var. Bir yandan da Diyanetin “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna verdiği ve tepkiler sonrası internet sayfalarından sildiği yanıtları var. Silinen bu yanıtlarda evlatlığın mirasçı olma hakkı bulunmadığı, evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmayacağı ifadeleri vardı.
Ekmek ve Gül grubundan kadınlarla bu konuyu konuştuğumuzda bu açıklamanın tamamen çocuk istismarının yolunu açtığını fikrini ortaya koyduk. “Yok artık, buna dur demek lazım her anlamda enkaz altındayız” tepkisi veren kadınlar “Nasıl bir zihniyet bu”, “Uçkur zihniyeti”, vb. ifadelerle bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. “Hukuken de ahlaken de evlatlıkla evlenilemez. Evlatlık alınan, evlât edinenin tabii ki mirasçısıdır” diyenlerle birlikte avukat arkadaşımız “Kayıtlarda çocuğun biyolojik ailesi de görünür ama evlatlık evlat edinenin kütüğüne işlenir ve onun soyadını alır, biyolojik çocuktan bir farkı yoktur” karşılığını verdi. Evlatlık ile koruyucu aile olma durumunun birbirinden farkını da anlatan avukat arkadaşımız “Evlatlık ilişkisi kurulmuşsa o artık sizin çocuğunuz, her türlü sorumluluk size ait, kimse gelip çocuğu geri alıyorum diyemez. Koruyucu aile olduğunuzda, çocuğun her türlü giderini devlet karşılar, çocuğun ailesi geri almak isterse ya da evlatlık isteyen biri çıkarsa çocuğu alabilirler, çünkü hukuken sizin çocuğunuz değildir” dedi. Sonuç olarak bu zihniyete karşı her türlü mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi söyledik.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.