Beybi Eldiven işçileri: ‘Vergiyi kodamanlardan alsınlar’
Dudullu OSB’de Beybi Eldiven fabrikasında çalışan kadın işçiler anlatıyor: ‘Bize bakıp aldanmayın. Üstümüz temiz, yüzümüz gülüyor diye durumumuz iyi değil. Hepimizin çok derdi var.’

Dudullu Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) kurulu en önemli fabrikalardan biri olan Beybi Eldiven fabrikasının giriş ve çıkışlarında çalışma koşulları, ücretlere temmuz zammı, asgari ücretin arttırılmaması ve yılda bir kez arttırılması üzerine kadın işçilerle görüştük. Kadın işçilerin çoğunlukta çalıştığı Beybi Eldiven sürekli yıllık kâr cirosunu katlarken işçiler, “Fazla mesai olsun da çalışalım, hiç olmazsa ücretimiz artsın” kaygısındalar. Vardiya çıkışlarında bir yandan servis araçlarındaki yerlerini almak ve bir yandan da ayak üstü sohbet etmek için zamanla yarışıyorlar. Görünüşte her şey yolunda, işçiler halinden memnun gibi. İş yerinde dayanışma duygusu, bir araya gelip talepler için nasıl mücadele edileceği, nasıl ek zam alınacağı, başta boyahane bölümü olmak üzere işçi sağlığı iş güvenliği için nasıl bir denetim sağlanabileceği, iş güvencesinin nasıl sağlanacağı konuları konuşulsa da işçiler arasında bir örgütlülük olmadığı için somut bir adım atılamıyor. Bunda daha önce iş yerinde örgütlenen Tekstil İşçileri Sendikasının yarattığı güvensizliğin de payı büyük. İşçiler birbirilerine kuşku ile yaklaşıyorlar. Sendikal bürokrasinin derinleştirdiği sorunlara rağmen uyanış içinde olan çok sayıda işçi var. Güvenlikleri sebebiyle isimleri bizde saklı olan kadın işçilerle çalışma koşullarını, ücretlere zam ihtiyacını konuştuk.

İÇİ SENİ DIŞI BENİ YAKAR

Vardiya çıkışında görüştüğümüz kadın işçi, temmuzda ara zam ve asgari ücretin tekrar arttırılmasının çok acil olduğunu çünkü Sarıgazi gibi bir yerde 17 bin lira kira verdiğini, eskiden her hafta semt pazarına gidip sebze meyve aldığını fakat şu günlerde ayda iki kez bir torbayı bile dolduramadığını anlattı: “Bize bakıp aldanmayın. Üstümüz temiz, yüzümüz gülüyor diye durumumuz iyi değil. Hepimizin çok derdi var. Emzirilecek çocuğunu bırakıp çalışmak zorunda olan arkadaşımız var. Gece vardiyasında çalışmak istememesine rağmen mecburen çalışan var. Servis, yemek ve SGK bize lütuf gibi sunuluyor. En yüksek maaş alan arkadaşımız 30 bin lira civarında alıyor. Asgari ücretin biraz üzerinde ücret alıyoruz. Zam talep etmek, olmadık uygulamalara karşı çıkmak işten olma sebebi. Örgütlenme deyince öcü gibi birbirine bakan işçi arkadaşlarımız var. Bunu yaratan idari amir ve müdürler. Ben inanıyorum değişeceğine."

Aynı servise binen bir başka kadın işçi ise hiçbir arkadaşının halinden memnun olmadığını söylüyor: “Bu temmuz ve sonraki aylarda zam yapılmazsa açlıkla imtihan edeceğiz. Açıkçası dışarıdan bize bakıp ‘Ne güzel işçinin durumu’ demeyin. İçi seni dışı bizi yakar misali tam bizimki. İşçiler olarak zam talep etmez, hafta sonlarında özellikle de gece vardiyalarında çift yevmiye talep edip patron ve idari müdürlerle pazarlık yapmazsak vah halimize.” Ücretlerinin çoğunun borca ve kiraya gittiğini söyleyen kadın işçi kirada yüzde 25 sınırı daha kalkmadan ev sahiplerinin yüzde 100 zam yaptığını hatırlatıyor. Eşi EYT’li olan kadın işçi, “Eşimin emekli maaşı olarak aldığı 10 bin lira ve benim maaşım aylık gıda ve faturalarımıza, çocuklarımın eğitim masraflarına yetmiyor. Bir de şimdi yeni vergilerle bizi daha da yoksullaştıracaklar. Ekim, kasım, aralık aylarında zaten vergi dilimleriyle ücretlerimiz kuşa dönüyor. Zenginlerden vergi alsınlar. Fakir fukaraya vergi yükü yüklemesinler. Bizim ücretlerimizden tasarruf etmeyi, vergi yükünü bize yıkmayı planlamışlar” diye konuştu.

‘GÜVENSİZLİĞE RAĞMEN SENDİKALI OLMAK İSTİYORUZ’

Vardiya girişinde görüştüğümüz bir kadın işçi, tek başına bireysel olarak gidip “Ücretimi arttırın” demenin hiçbir karşılığı olmayacağını söyledi. Örgütlenmenin şart olduğunu belirten kadın işçi, “Ben eski bir işçiyim. DİSK Tekstil geldi, bir girişim yaptı, işçi arkadaşlarımız üye oldu. Ama sendika genel başkanı bizi yarı yolda bıraktı. Sonra da ‘Yetki alamadık. Bakanlık yetki vermedi, iş yeri barajını aşamadık’ gibi yalanlar söyledi. Bu sefer de kim bu işi başlattı diye işçi işçiyi ispiyonladı. Bunun kadar kötü bir durum olmadı. Buna rağmen biz sendikalı olmak istiyoruz. Sendika hak alır, bize yol gösterir, bizi birleştirir. Sendikamız olsa ek zam için, asgari ücretin arttırılması için eylem yapabilirdik. Toplu sözleşmeden günün koşullarına uygun ücret zammı isterdik. Eski deneyimimiz yüzünden bir güven bunalımı yaşıyoruz. Ücretlerimize en azından 20 bin lira ek zam istiyoruz. Ücretler 60 bin liranın üzerine çekilsin. Bizden vergi alınmasın. Vergiyi kodamanlardan alsınlar, bizim patronumuz gibi patronlardan alsınlar” diyerek hem taleplerini dile getirdi hem de geçmiş deneyimlerini paylaştı.

SENDİKA ŞART
Aynı vardiyadan bir başka kadın işçi ise, sendikanın olmasının şart olduğunu çünkü kendi haklarını doğru dürüst bilmediklerini söyledi: “Alım gücümüz iyiden iyiye düşüyor. Et yüzü ayda ancak bir kez görebiliyoruz. İğneden ipliğe zam yapan bu hükümet ‘Ben asgari ücrete sadece yılda bir kez zam yapacağım, temmuzda zam yapmayacağım’ diyor. Bizim sendikamız olsa grev yaparız. Şimdi kendi aramızda konuşuyoruz ama adım atmada sıkıntılıyız. İşçiyi öyle bir duruma getirdiler ki kime güveneceğini, hangi sendikaya üye olacağını bilmiyor.”

Fotoğraf: Canva Pro Kolaj