GÜNÜN KADINI: Bertha Von Kinsky
Tüm benliği ile barış mücadelesi veren ve bu sesi yükselten Bertha Von Kinsky ile tanışın...

Tarih boyunca, insanın insan olma serüveni erkek yaratılarıyla anlatıldı. Kadınların bu süreçteki işlevi yok sayılarak, kadınlar adeta tarih sahnesinde görünmez kılındı. Uygarlığın temelindeki kadın emeğinin ortaya çıkarılması ve kadınların kitlesel olarak varoluşlarını görmek için de 19. yy’ı beklemek gerekti. Kadınların, toplumsal yaşamda dönüştürücü olarak ortaya çıkması, önder olması ve kamusal alanda kabul görmesi uzun soluklu bir mücadeleyle olanaklı oldu. İşte bu mücadeleden başarıyla çıkma şansını yakalamış biridir Avusturyalı yazar, barış eylemcisi ve kadın hakları savunucusu Kontes Bertha Von Suttner. Dünya barışına yönelik verdiği mücadelenin ödülünü alır 1905 yılında: Nobel Barış Ödülü.
Bertha Von Kinsky adıyla, 1843 yılında Avusturya ordusu mensubu bir babanın kızı olarak dünyaya gelir. Annesi dönemin üst sınıf ailelerinin kızlara uygun gördüğü eğitime göre kızını yetiştirdi. Suttner, birkaç dili iyi konuşan, sanattan anlayan, çok okuyan ve yeterince birikimli bir genç kız olarak eğitilir. Bilindiği gibi bu eğitim, genç kızın bireysel olarak varoluşunu sağlamak için değil, kendi sınıfından bir erkekle evlenebilmesini kolaylaştırabilmek için gerçekleştirilir. Genç Bertha’nın da hayallerini yakışıklı bir subay, elçi veya Hintli bir Mihrace ile yaşanacak aşklar ve evlilik süsler. Bununla birlikte opera sanatçısı da olmak ister. Opera sanatçısı olamaz ama 1860’larda sosyete mensubu bir genç kıza izin verilen sınırlar içinde büyük aşklar da yaşar, düş kırıklıkları da… Bertha, 30 yaşına geldiğinde ise yaşamın akışı ona “dış dünyada bir işe yarayabileceğini” anımsatır: iyi bir eğitim almıştır, neden eğitimi sayesinde kendi ayakları üzerinde durmasın? Bu karar, yaşamında dönüm noktası olur.

ÇALIŞARAK YAŞAMI KAZANMA GERÇEĞİ
1800’lerin koşullarında eğitimli bir genç kız için en uygun iş olarak görülen mürebbiye olmaya karar verir. Avusturyalı Baron Von Suttner’ın Viyana’daki evinde işe başlar. Kontes Bertha, yaşamında ilk kez çalışarak yaşamını kazanma gerçeği ile yüz yüze gelir. Bununla birlikte Bertha bu evde aşkı, kendisine öğretilenden çok farklı bir olgu olarak yaşar. Baron Suttner’ın oğlu Arthur’a büyük bir aşkla bağlanır. Arthur’dan birkaç yaş büyük olması, Suttner ailesinin bu birlikteliğe şiddetle karşı çıkmalarına neden olur. Böylece Bertha işten de, sevgilisinden de ayrılır, Paris’e gelir. Yeniden iş aramaya başlar. Gazetede gördüğü bir ilanda, iyi dil bilen, ev işlerinden ve sekreterlikten anlayan, aynı zamanda yaşlı birinin bakımını yapabilecek eleman arandığını okur. İlan veren “yaşlı bir beyefendi” Alfred Nobel’dir. Bertha, Nobel’in yanında işe başlar ve çok iyi anlaşan bir ikili olurlar. Fakat Bertha, Alfred Nobel’in yanında ancak 8 gün çalışabilir, kaçar gibi Paris’ten ayrılır ve Viyana’ya sevgilisinin yanında geri döner. Sevgilisiyle gizlice evlenir ve Kafkasya’ya giderler. Burada 10 yıla yakın bir zaman yaşayan Bertha ve eşi yaşamlarını yazarlıkla kazanırlar. Bertha’nın ülke dışında yaşadığı yıllar, aynı zamanda Osmanlı- Rus savaşına tanıklık ettiği yıllardır. Ülkesine döndükten sonra yazılarını barışın sağlanması çerçevesinde yazmaya başlar. Berthavon Suttner artık dönülmez bir yola girmiştir, hem yazar hem de eylemci olarak.



SİLAHLARI BIRAKIN!
Suttner çifti 1886-1887 kışını Paris’te geçirirler. Bu kış boyunca Alfred Nobel ile sık sık buluşur. Aynı zamanda edebiyatçılar, hukukçular ve politikacılarla dünyanın içinde bulunduğu duruma ilişkin tartışırlar, düşünce üretirler. Fakat tartışma dönüp dolaşıp “ufukta yeni bir savaş mı?” sorusuna düğümlenir. Çünkü o günlerde Fransa ile Almanya’nın arasındaki gerilim artmış, iki ülke savaşın eşiğine gelmiştir. Bertha, öte yandan da Londra’da savaşa karşı örgütlenmelere ilişkin bilgi edinmiş ve o da bu konuda mücadele etmenin önemini kavramıştır. Böylece Bertha Von Suttner, savaş karşıtı düşünceleri yaymak için bir eser ortaya koymaya karar verir. Dört savaş yaşamış (1859,1864, 1866 ve 1870) ve bunun sonucunda barış eylemcisi olan bir kadının yaşamını yazar. Böylece büyük tartışmalara neden olan “Silahları Bırakın” (Lay Down Your Arms) adlı roman ortaya çıkar ve en çok satanlar arasına girer. 33 baskı yapan ve 12 dile çeviren kitabı Tolstoy şöyle değerlendirir: “Tanrı eserinizin ışığında savaşın ortadan kalktığını göstersin bize.” Nobel ise Bertha’ya şunları yazar: “Hayranlık uyandıran şaheserinizi okudum…”
“Silahları Bırakın” olumsuz tepkiler de alır savaş yanlıları tarafından, hatta Bertha’yla alay eden yazılar şiirler de yayınlanır. Fakat bu durum Berthavon Suttner’ı daha da eylemci yapar: “Bu kitabım sayesinde edindiğim tecrübeler ve çevreler, beni bu hareketin içine daha da itti. Öyle ki başlangıçta istediğim gibi sadece kalemimle değil, tüm benliğimle kendimi bu işe adamak zorunda kaldım.”
Bertha Von Suttner gerçekten de “tüm benliği ile” barış hareketine katılır. 1891’de Viyana’da Barış Derneği’nin Avusturya şubesini kurar. 1892’de Almanya’da da dernek kurulur. 1899’da Lahey Barış Konferansı’na katılan tek kadındır. Bu konferansın içeriğini anlatan röportajlar yapar ve kitap halinde yayınlanır. Suttner, yazılarının yanı sıra konferanslar da verir.

İNSANCA POLİTİKA
Barış eylemcisi Suttner, Avusturyalı işçi kadınların özgürlük hareketini de destekler ve 1911’de şöyle yazar: “İşçi kadınlar Viyana’da kadınların oy hakkı için dev bir gösteri düzenlediler. Binlercesi büyük bir düzen ve sessizlik içinde caddelerden geçtiler. Gartenbau salonunda konuşma yaptılar. Bu arada AdelheidPopp şunları söyledi: ‘Aynı zamanda cinayetlere, kardeşin kardeşi vurduğu savaşlar için milyonlar harcanmasına karşı da savaş vermek istiyoruz. Ölümcül silahlanmanın son bulmasını ve bu milyonların halkın ihtiyaçları için harcanmasını istiyoruz. ‘Kadınca bir politika mı? Hayır: İnsanca politika!”. “İnsanca politika” Bertha’ya göre kadınların mücadelesi ve dayanışmasıyla başarılabilir: “Evrensel kardeşlikten önce, evrensel kız kardeşlik zorunludur.”
Bertha von Suttner barış hareketinin yılmaz bir eylemcisi olarak 62 yaşında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülür. Böylece Nobel Barış Ödülü’nü alan ilk kadın olarak tarihe adını yazdırır. 21 Haziran 1914’te hasta yatağında ağzından çıkan son sözler “Silahları bırakın! Bunu herkese söyleyin, herkese” olur. İronik bir biçimde ölümünden bir hafta sonra 1. Dünya Savaşı başlayacaktır. İnsanlık Bertha’ların “evrensel kız kardeşlik” ütopyası için yeterince olgunlaşmadı ne yazık ki… Fakat Kontes Bertha’dan barış eylemcisi Bertha Von Suttner’e giden yolda, barışın kazanacağını ummaya devam ediyor insanlık…

Hazırlayan: Firdevs Gümüşoğlu
*Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı 2006 Kadın ve Kainat Ajandası

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Barışın inşacısı kadınlar savaşın y...

Barış en çok kadınların dilindedir. Bu topraklarda da sınırların ardında da... Sırbistan, Kosova, Sr...

Barış için harekete geçmenin yollarını arıyoruz. V...

Barış İçin Kadın Girişimi kadınlara ‘Kötülük sıradanlaşırken biz neredeyiz?’ sorusu sorusunu soruyor...

Kadınların barış mücadelesi

Sırbistan’daki Siyahlı Kadınlar, Kosovalı kadınların Sırp erkekler tarafından tecavüze uğramasına, k...