Simurg, nam-ı diğer Zümrüdü Anka
Bir hikayedir okuyacağınız, yaşamın tam orta yerinden. Mücadele eden, direnen, yaşamı kuran, kendini yeniden ve yeniden yaratan kadınların hikayesi...

Hepiniz hikâyeyi bilirsiniz, “Simurg” yani “Zümrüdü Anka” kuşların şahı bilge ağacının dalında yaşar ve tüm kuşlar ne zaman sıkışsalar ona danışırlarmış.
Derken bakmışlar ki Simurg uzun zamandır görünmüyor; bunun üzerine onu aramaya Kaf Dağı’na gitmeye karar vermişler.
Uzun ve meşakkatli yoldan, karanlık vadilerden, uçsuz bucaksız çöllerden geçmeleri gerekiyormuş, yol uzun ve çetin, kimi daha başında vazgeçmiş, kimileri yolun yarısında bırakmış mücadeleyi.
Sonunda sadece otuz kuş hedefe varmış ve görmüşler ki Zümrüdü Anka aslında kendileriymiş.
Zümrüdü Anka, aynı zamanda kendi küllerinden doğar, tam yok oldu derken yeniden yaşama başlarmış.
Tıpkı ülkemde ve başka ülkelerde kendi hayatı için savaşan kadınlar gibi.
Zordur özgür olmak; hep hayal edilir, ama çok az insan ona ulaşmak için katlanılması gereken fedakârlıklara göğüs gerer.
O nedenle hava gibi su gibi değerlidir bazıları için, bazen onlardan bile önce gelir.
Böylesine büyük değeri kaybetmemek için gerekirse her şeyini ortaya koymaya hazırdır onlar.
Yaşı da önemli değildir üstelik, bir bakarsınız evinde kendi halinde yaşayıp giden kadınlar ideallerinin tehlikeye girdiğini görünce kendine bahane üretip köşeden dönüveren pek çok gençten daha atak olabilir.
Verdikleri mücadele sonunda, hep erkekler için biçilen o kahramanlık mertebesine onları kıskandırırcasına gelip yerleşir.
Çünkü biliyorlar esaret en önce kadın için yok oluş demektir.
Yıllarca ilmek ilmek ördükleri yaşamın ellerinden kayıp gitmesidir.
Kimi zaman esir pazarlarında satılmaktır, tacizdir, tecavüzdür.
İşte bunun için önce o atılır ateşe yeniden kurabilmek için dünyayı.
Bilir asıl bilgelik kendi ruhundadır.
Ne kurtarıcı bekler göklerden, ne de arkasına bakar gelen var mı diye!
Ama duyar yanı başında yoldaşlarının nefesini.
Boşuna yüzyıllarca yaşam ile özdeşleştirilmemiştir.
Hayatı kurandır o.
Kendi küllerini koza yapar ve her seferinde yeniden doğurur kendini.
Kadın, kendi devrimini yaratmakta yeniden ve yeniden.
Tarih bunu böyle yazmıştır ve tekerrürden ibarettir.
Selam olsun tüm zalimlere inat kendi ateşinden kendini yaratanlara
Selam olsun hayatı her seferinde toprağı tırnaklayarak yeniden doğuranlara
Zafer sizindir.

İlgili haberler
Kadınların barış mücadelesi

Sırbistan’daki Siyahlı Kadınlar, Kosovalı kadınların Sırp erkekler tarafından tecavüze uğramasına, k...

IŞİD’in elinden kaçan Êzidî kadın: Birçok işkencey...

Bir yıl 10 gün boyunca IŞİD’in elinde esir kalan E.H.E. isimli Êzidî kadın, kendi imkanlarıyla IŞİD’...

GÜNÜN ÖYKÜSÜ: Van Gogh sarısı

Zeytin ağacının dibinde açıverdi ışıl ışıl gözlerini Sevda. ”Toprağın kızı” dedi Ayşe kadın, “Bu top...