Basın özgürlüğü yoksa kadınların sözü görünmezleşir!
Türkiye'de ifade özgürlüğüne yönelik baskılar her gün daha da artıyor. Peki bu baskı kadınları nasıl etkiliyor? Kadın gazeteciler yanıtladı.

Türkiye’de her geçen gün basın üzerindeki baskılar artıyor. Son bir yılda çıkartılan kanun hükmünde kararnameler ile yüzlerce basın-yayın organı kapatıldı. Buna kadınların sorunlarını anlatan, taleplerini aktaran, seslerini duyuran; kadın medya ajansları, programları, siteleri de dahil. Peki medyadaki bu baskı ve basın özgürlüğünün kısıtlanması kadınları nasıl etkiliyor? Kadın gazeteciler anlattı: 

Çiçek Tahaoğlu: Türkiye’de ifade özgürlüğü lambur lumbur engellenen bir şey... Yani yüksek dozda bir engelleme ile karşı karşıyayız. En çok kadın çalışanı olan medya kuruluşları kapatıldı. Birçok kadın gazeteci işsiz kaldı. İfade özgürlüğü kısıtlanmaya başladığı zaman kadın gazetecilerin medya kuruluşlarında olmaması kadın sorunlarının dillendirilmesini engelliyor. Daha az kadın muhabir, daha az kadın perspektifi anlamına geliyor. Bu şekilde de kadın sorunlarının görünürlüğü azalıyor. Her zaman ilk kadınların özgürlüğü elinden alınır. Kadınlar hem okuyucu olarak hem medya çalışanı olarak basın özgürlüğünün engellenmesinden etkileniyorlar. İlk önce ‘önemli’ görünen erkek meseleleri medyada yer buluyor. Onlara daha çok öncelik veriliyor. Kadınların sesini daha az duyuyoruz, en basitinden kadınlara mikrofon daha az uzatılıyor. İfade özgürlüğü bir korku iklimi ile engellendiği için kadınlar çekiniyor. Dolayısıyla bir şey söyleyecekleri varsa da onu söylemekten vazgeçiyorlar. 


Burcu Karakaş: Özellikle Gezi eylemleri sonrasında medya kuruluşlarından çıkartılanlar yine biz kadınlar olduk. Son dönemde basın alanında en büyük işsizlikten de kadınlar etkilendi. Kadını konu alan haberlerde de toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin bilinç olması gerekiyor. Kadın sayısı azaldığı zaman medyanın söylemlerinin de etkilendiğini, kadın haberlerine ilişkin çeşitliliğin olmadığını görüyoruz. Kadınlara ya da eşcinsellere ilişkin haberler de göz ardı ediliyor. Basın özgürlüğünün engellenmesi kadınları bire bir etkiliyor. Ve bu en çok da kendisini haber söylemlerinde ve içeriklerinde hissettiriyor. Bunun belki de en önemli reçetesi olarak kadınlar basın alanında daha fazla istihdam edilmeli.


Doç. Dr. Ceren Sözeri: Dünya Basın Özgürlüğü Günü dünyanın her yerinde insan haklarını, haber verme hakkını, editoryel bağımsızlığı savunmaya çalışan ve sayısı giderek artan şekilde bunun için bedel ödeyen gazetecilerin önemini hatırladığımız, onlara saygımızı sunduğumuz bir gün. Türkiye de basın özgürlüğü alanında ağır bedel ödeyen ülkelerden biri. Kadın gazetecilerse yıllardır erkek medya dünyasında seslerini duyurma mücadelesi verirken bugün buna bir de hapse atılma, soruşturma tehditleri eklendi. Toplumsal cinsiyet rollerinden gelen adaletsiz sorumlulukların yanı sıra omuzlarına bir de işsizlik yükü bindi. Aynı durumdaki erkek meslektaşlarından farklı olarak sosyal medyada sık sık tecavüz tehditlerine, cinsiyetçi küfürlere maruz kalıyorlar. Her türlü zorluğa rağmen yılmadan mücadele etmeye devam ediyorlar. Onların haber uğruna gösterdikleri cesaret, hapishaneden yolladıkları resimler ve el emeği çıkarttıkları gazete, azimli dayanışmaları geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Basın özgürlüğünün en dirençli savunucuları kadın gazeteciler, bugün onların neler yaşadığına daha yakından bakma, onları dinleme günü aynı zamanda. Her alanda olduğu gibi kadın gazeteciler özgür olmadan medya da özgür olmayacak.


Banu Güven: Basın özgürlüğü Türkiye’de hak edildiği gibi yaşanmıyor maalesef. Ama biz gazeteciler olanca gücümüzle ifade özgürlüğünü elimizde tutmak için mücadele ediyoruz. Türkiye’deki tüm baskılara rağmen tutuklu bulunan içerideki ve dışarıdaki gazetecilerin bu dönemde iyi bir sınav verdiğini düşünüyorum. Bağımsız web sitelerinin kadın çalışanları da büyük gayretler içerisinde cesaret verecek işler yaptı. Kadın gazeteciler çoğu zaman lokomotif rolünde de olabiliyor. Basın özgürlüğü mücadelesinin ön saflarında yer alıyor. Türkiye’de tüm baskılara rağmen Jinha gibi bir kadın ajansının kurulması da buna örnek...


Mehveş Evin: Basın özgür olmazsa toplumun daha dezavantajlı kesimi olan kadınlar haber alma hakkına erişmekte zorlanır. Basın özgür olmazsa kadınların emeği, eşitliği, kadına yönelik şiddet göz ardı edilir.

İlgili haberler
Namlunun ucundaki kadın gazeteciler

Uzakta değil yanı başımızda!

Mikrofonumuz 1 Mayıs alanlarında...

Gebze, Ankara, Bursa, İzmir... Kadınlar Ekmek ve Gül mikrofonlarına taleplerini anlatıyor...

Savaş sırasında kürtaj: Kadınlar Yemen’de yasaklar...

Taiz’de hastaneler, sağlık ocakları kapalı. Nüfusun yüzde 70’inin yaşadığı, doğum kontrol olanakları...