GÜNÜN BELLEĞİ: Hemşirelik nasıl doğdu? Nasıl görünmezleştirildi?
Uzun yıllar bütün hastanelerde karşımıza “sus” ifadesiyle çıkan bu kepli hemşire resmi o duvarlara asılana kadar hemşirelik mesleğinin ne aşamalar geçirdiğini düşündünüz mü?

Bitmeyen nöbetler, tükenmeyen angarya işler, üstüne evdeki yükler derken tükenmişlik sendromundan muzdarip çoğu. Son dönemde ise “sağlıkta dönüşüm” adı altında yürütülen politikalar, daha ağır koşullarda, daha çok yıpranarak, ama artık güvencesiz ve işte son günlerde çokça tartışıldığı gibi “öldürülerek” çalışmayı dayatıyor.
Hemşireler! Hem üzerimizde en çok emeği olanlar, hem de emeği hiç görülmeyenler...



Uzun yıllar bütün hastanelerde karşımıza “sus” ifadesiyle çıkan bu kepli hemşire resmi o duvarlara asılana kadar hemşirelik mesleğinin ne aşamalar geçirdiğini düşündünüz mü?



Aslında kadınlar tarihin uzun bir dönemi boyunca bakım ve tedavi konusunda gerek anne, kız kardeş, eş, akraba ve komşu olarak gerekse şaman, ebe, hekim olarak hatırı sayılır bir rol üstlendiler. Kimi zaman dini motiflerle birleştirildi sağaltıcı rolleri kadınların; bizim topraklardaki Fatma Ana gibi… Kimi zaman ise tedavi edici rolleri yüzünden cadı olarak yaftalanarak yakıldılar.


19. yüzyılın ortalarından itibaren savaşların yol açtığı kitlesel hasta ve yaralı bakımı ihtiyacı ortaya çıktığında kadınlar yine sahneye çıktı. Üstelik bu süreçte hemşirelik ve hasta bakıcılık kurumsal bir kimliğe de sahipti. Dünya savaşlarında hemşireler kıtalar halinde görev aldı. Birinci Dünya Savaşı’nda 36 bin kadın, İkinci Dünya Savaşı’nda 68 bin kadın, hemşire olarak savaşın yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak kadınların bu varlıkları tarihin sayfalarında ya küçümsenmiş ya da yok sayılmıştı. Cynthia Enloe 19. yy ortalarına dek orduların hemşirelik ihtiyacını karşılayan kadınların arka planda kalmalarını ve hor görülmelerini daha yoksul sınıflardan gelmelerine bağlıyor. 


Osmanlı’da ise 1854-1856 Kırım Savaşı’nda 38 kişilik bir hemşire grubuyla savaşa katılan askerlere bakmak için İstanbul’a gelen Florence Nightingale bu yıllardaki başarıları sonucunda modern hemşireliğin önderi olarak simgeleşir. Nightingale daha sonra İngiltere’de de mesleğin tanınmasına ve kurumsallaşmasına katkıda bulunur. 1876-1878 yılları arasında Osmanlı-Rus Savaşı ve 1897’de Osmanlı-Yunan savaşı sırasında İstanbul’a gelen Alman hemşirelerin de Türkiye’de hemşireliğin kurumsallaşmasının ilk adımlarını attıkları anlaşılıyor.



Türkiye’de hemşirelik eğitiminin tarihi 1842 yılında açılan ilk ebelik kurslarında başlar. 1911–1912 yıllarında Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Dr. Besim Ömer Paşa önderliğinde hastabakıcı yetiştirmek için Kadırga’da açtığı kurslardan çıkan kadınlar Çanakkale ve Balkan Savaşlarında görev alan ilk gönüllü hastabakıcılardır.



Türkiye’de ilk hemşirelik okulu 1920’de Amiral Bristol Hastanesi’ne bağlı olarak açıldı. Üniversite düzeyinde ilk hemşirelik eğitimi ise 1955’de Ege Üniversitesinde verilmeye başlandı.



Türkiye’de hemşirelerin yaptığı pek çok çalışma var; ancak çok azı gerçekten hemşireleri anlatıyor. Bunlardan biri de Leyla Şimşek Rathke’nin “Dünden Kalanlar / Türkiye’de Hemşirelik ve GATA TSK Sağlık Meslek Lisesi Örneği” çalışması.
GATA’da eğitim alan 45 hemşirenin deneyimleri üzerinden hazırlanan kitap, 12-13 yaşından itibaren yatılı okullarda eğitim alan kız çocuklarının adım adım “hemşire” yani aslında bir profesyonelden çok bir kadınlık biçiminin uygulayıcısı haline getirildiğini anlatıyor.
Şöyle diyor Şimşek: “Hemşirelik mesleği erkeklerin, kadınlık ve kadınların toplumdaki yeri hakkındaki cinsiyetçi normlarını yansıtan yardımcı rollerin en berrak örneklerinden biri. Hemşireler hem ailelerinde hem de iş çevrelerinde doğuştan bakıcılar gibi görülüyorlar, yaptıkları iş-verdikleri bakım üzerinde bile birincil söz hakkına sahip olamıyorlar. İşçiden daha ziyade hizmet eden olarak görülüyorlar ve bu o kadar doğallaştırılıyor ki! Fedakârlık eğitimin başından meslek hayatlarının her aşamasında hemşirelerin ‘olmazsa olmaz’ özellikleri arasında sayılıyor, ancak bu fedakârlık, kadınların tükenmesini de beraberinde getiriyor.” 

İlgili haberler
GÜNÜN TALEBİ: Hemşirelik haklarımız tanınsın!

12 Mayıs Dünya Hemşireler Gününde hemşirelerin yıllardır çözülmeyen sorunlarına kulak verelim: Hemşi...

Hemşirelerin talepleri ve sorunları ne?

SES Ankara Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Eylem Kaya Eroğlu hemşirelerin sorunlarını ve taleple...

Stajyer hemşire sömürüsü

İşsizlik sorununu kadın ve gençlere bağlayan hükümet, bize bu imkanları sağlayamıyorsa, örneğin, GAÜ...